12 Ağustos 2013 Pazartesi

Uyanmak...

Uykuda konuğundum Sevgili... Her zamanki naifliğinle yerini vermiştin bana. Bir halkanın etrafında oturmuş susarken- ki en güzel yaptığımız şeydi seninle susmak- birden iki Kur'an'dan birini uzatıyor ve aç diyorsun: Enfâl Sûresi 63. ayeti. Aramama gerek kalmadan sayfa açılıyor önüme ve okuyorum:

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Uyma dedim


Kendi düşen...
Bak gör ne güzeldir geceye yakışan a şaşkın...
Yalan bir eşiktir,bir gölgenin ardına saklanmış, sen...
Türküden başka nesin ki, başka nesin?...
Sen gözlerimin feri, nefesimin serinliğisin.

9 Ağustos 2013 Cuma

Ömrüm geçtikçe...


Bugün uzun ve yorucu bir ömrün başlangıcıymış, öyle diyor takvimler.
Bugün her zamankinden fazla ufka kaymış gözlerim...
Bugün bir zarfın içindeki adressiz bir mektup,
bir cama düşen son yağmur tanesi,
bir daha dönülemez olanın özlemi

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Bayram Rüyası

Bir rüya... Bir dua... Bir kalp çarpıntısı...
Bir bayram muştusu gibi...

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Su gibi geçti

-"Dile muhtâç sanırsın sükût ile gezeni,
O sükûtun içinde nice beyân bulunur. "
Sükût ile gezenin gözleri nasıl bakar? Bir çiçeğe dokunurken hangi dilde söylenir şarkılar?
Hâlâ dile muhtaç sanır ihtiyatsız belleğim, hala bülbüle figân eder de güle kalbinden verir.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ne Kaldı Geriye?...

Cılız bir ses, gecenin içinden geçerek huzursuz bir iç çekişe teslim ediyor kendini. Nedensiz oluyor bazen; gün nedensiz bir ağıt gibi yükseldikçe başa sarmak istiyor canım. En başa, hiç bir şeyin farkında olmadığım o küçük cılız kıza.

"Sen Yusuf'tun hep, biz seni kuyunun dibine yakıştıran büyüklerdik" diyor abim gülerek, babamın bana olan aşkından dem vururken. "Bizim hiç bisikletimiz olmadı, doğru dürüst topumuz bile. Senin ise biri eskise yeri doldurulurdu hemen. Nasıl medet ummayaydık kuyudan?:)" Doğruydu... Alabildiğine şımartılan tekne kazıntısıydım ben, sanırım son bir ödül gibi görmüştü babam beni. Afacan abilerim küçücük bisikletimin tepesinde zalimlik yaptıkça kulaklarını avuçladı, toplarımı patlatmak için yarış ettiklerinde bana yenisini aldı ama onları da haşladı bir güzel. Yine de sevdiler beni, her geçen zamanda daha da fazla. Hep sevdik birbirimizi, geri kalan her şeyin yalan olduğunun farkında olarak...

21 Temmuz 2013 Pazar

Cümle Cümle Üstüne

-Bir cümle kuruyorum, olmadı deyip sil baştan diziyorum kelimeleri yan yana. Hadi bir tombala torbasından çekilmiş gibi karşılasın beni kelimelerim, şaşırtsın torbayı karıştıran eli...
Yok olmuyor işte, sürprizi kalmıyor bir sonraki hecenin...

-Dağınıklığa alıştım ya hani, kim toplayacak iki yakamı da uzun bir tiradın hevesini düşürecek yüreğime? Hiç...

14 Temmuz 2013 Pazar

Gelişigüzel

-"Ey Sevgili! Aşkımı bana bağışla" diye seslenen umutsuz Şair! Bağışlanacak aşkın dizginlerini sal gitsin, nasılsa yâr olmayacak sana...

- Duvarlarım gitgide kalınlaşıyor, çizgilerimde... Benim gibi düşünmeyenlere tahammülüm var  ama dillerinde zehirli bir okla serseri mayın gibi gezinenlere hayır... Biriktirdikleri öfkelerini kusursuz bir kinle harmanlayıp ilişkilerin hafızasını iğdiş eden bir kararlılıkla gelişigüzel kusanlara da...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Bir Hüzzam Şarkı


Bir hüzzam şarkı, bir sözsüz mektup, bir bilmece henüz sırrı çözülmemiş...
İşte başlarken ve biterken düşürdüklerim ve heybemde kalanlar...
İşte o çocuk yine, kendini tahta bir kapının ardına gizlemiş, hayallerini...
İşin içine çocukluk girince gözlerim kısılıyor, yağmur rahmeti ruhumun kuraklığına...

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Yok mudur?

Yüzünden düşen bin parça...
Bilmiyorum artık, dağılanı toplamak için bu saçma sapan çaba niye?
Buradan bakıyorum; yalnız bir gölge, gölgesinde kalabalık vehmeden bir gölge...
Kendimden çıkıyorum, oysa son durakta bekleyen kendimim yine...

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Bazen Ramazan

-Dünyanın tepesinde fırıldak gibi dönen şu gündem, çapından büyük kelimeler türetmese artık. Topluca sussak mı şöyle bayrama kadar?

-Yaz ramazanları başlığı altında uzadıkça uzadı pazar sohbetleri... Azimliydim, kararlıydım, yemek davetlerinden kaytaranları bir bir kınama panosuna astım. En son biri (en büyüğümüz yine, yazık)yeter ki yakamızdan düş "her gün gel" babında bir söylem geliştirdi, eylemim işe yaradı şükür, kârlı çıktım.

29 Haziran 2013 Cumartesi

Ey Yoksunluk


Bu yüzdendir hüzzam bakışlarından devşirilmiş bu yalnızlık zamanları. 
O kadar isyandır ki ruhum, ne lütfuna talibim ne sürgününedir şikayetim.

Mektup Yaz

Güzel bir sabah... Güzel bir türkü...


28 Haziran 2013 Cuma

Değişmese...

"Pâyın sadâsı gelse de sen hiç gelmesen
Men dinlesem kiyâmete dek, vuslat istemen
Bulsam izinle semtini, ol semte ermesem
Aşsam zamânı hasretin encamı gelmeden"

21 Haziran 2013 Cuma

Kaostan kâr kalanlar...

Olimpos dağının çocukları Hira dağının evlatlarını asla kabullenemeyecektir. C. Meriç

19 Haziran 2013 Çarşamba

Gönül Bağı

"Senin artık gülmekten vazgeçtiğin gün 
topladım bu hurûfât tozlarını. 
Gözlerindeki ışığa yeniden dokundum,rutubetli 
sabrını yarıladım,badem çiçekleriyle 
tazelenen gönül bağını yağmurlu 
vedalara bağışladım... "

Fenersiz yol avcıları & sonsuzca kaybedenler

Kayıp zamanlardan derilmiş serseri mayın kelimeler var dillerinde; kaygısız, çelimsiz, sığıntı…
Göz gözü görmez dehlizlerden kendilerine varmayan yolculuklar yaparken yakalanmış erişkinler gibiler.

Kadehlerindeki meyin hükmü kadar değiyorlar hikayelerin sahiciliklerine. Ekşimtrak zihinlerinin her bir hücresinde yaşanmamış baharlar var, kendine el yangınlarda yol arkadaşlarının yüzlerini seçebilmek için atıyorlar tüm kıymetli libaslarını ateşe. Ateş harını yokluğun yarattığı boşluktan alıyor. Boşluğun kuyusu derin, aks’ine kulağın pası yâr, suyunda göz gözün kahrına râm.

18 Haziran 2013 Salı

Ey Aklım !

"Susmanın kalesine sığınıyorum
Önümde karanlıktan duvarlar
Sırtımda insan yüklü bir gök var"

17 Haziran 2013 Pazartesi

Bugün

"Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim"
Bugün bulutsuz göğün altında delice bir özlemin ipine sarılır gibi...
Şiire değil, geceye değil, güneşe hiç...
Bir güvercin kanadına teslim ruhumu yalnızca ama
yalnızca yağmura emanet edeceğim.

16 Haziran 2013 Pazar

Pencerenin Buğusu

Sen bilmekle gitmek arasında, arafta, susmakla ağlamak arasında, tarifi olmayan bir yolculuksun. Bütün yolculukların seyrinden öte ve bütün seyir defterlerinin yalnızlığından eksilen bir "dem"sin. Aklının birbirine dolaşık iplerinden habersiz dizeler kopuveriyorlar ansızın kuytularından. Ah ki ne çaresiz bir kopuştur o ve nasıl da ustalıkla ağına düşerler sessizliğinin, bir çırpıda ve el çabukluğuyla.

14 Haziran 2013 Cuma

Rabb'in Turnosolu

Her şerde bir hayır her hayırda bir şer...
Son günlerde kafamda dönüp duran iki esasın ilkidir bu.

Kuzu postuna bürünmüş kurdun gülen yüzü sadece bir aldatmacadan ibarettir. Eline geçsen-ister kimliğin ister kılığın yüzünden-seni  bir kaşık suda boğacak olanın maskesi düşer ve niyet yüzeyde tüm çirkinliğiyle boy gösterir.

Ne etsem sığmıyor

Bir kalbe sığmıyor bazen hikayesi sevmelerin 
pencere pervazlarında sustuğumuz kelimeler huzursuz 
sıkıntısı lütfuna eş bir gel-git halidir bizdeki
kapattığında pencereni sığıyor musun kendine?

13 Haziran 2013 Perşembe

kanadı Kırık

Kendimle fena halde kavga edesim var, kırasım var kalbimi kendim...
Küsesim var deli gibi kendime, küsesim geçene..
O bin yıllık halıya bağdaş kurup da hani, yeniden barışmak gibisi diyerek sonra... 
Sonra...


11 Haziran 2013 Salı

"Saate Baktım"

-Küçük bir kızın duası gibi, sade ve dolambaçsız cümlelere sığınıp dönmelisin yüzünü ben'ine. o zaman, derinlik kustuğunda hani karanlığından seni, bulacaksın en son saklambaçta kaybettiğini...

-Böyle seviyorum ben; kelimeler kapımı şımarık bir sulta edasıyla çaldığında, sevgili olan sevgiliyi çekip çıkardığımda altı çizilmiş anılardan, hayali bir gülümseme kondurduğumda o hep güven veren yüzüne...
Böyle seviyorum işte...

10 Haziran 2013 Pazartesi

Bazen...

Bazen sebepsiz çöküyor akşam yüreğe, yürek taşımaz oluyor ya dünyayı...
Bazen kaçıyor dozu hüznün, rüzgâr deli esiyor böyle.
Her gün aynı saatte kapkara bulutlar önce, daralıyor ruhu günün...

Çocukça...


"Ve bu çocukça çizgilerden al tamamla resmimizi"
Bir çocuk başka türlü nasıl anlatabilir ki?...

7 Haziran 2013 Cuma

Yarım Şiir



Yarı baygın bir düş bul kendine
Bir gözü uykuda diğeri sancıda olsun
Belki kalırız gecenin ortasında, ay bulutta kalır
Belki ağlarız o şarkıda, gözünü yumar dünya
Diretirsek gün doğar, kalptir, düşe uyanır

Zaten bahanesi hazırdadır, ağlatır.

6 Haziran 2013 Perşembe

Rüya mıymış o?


- Sevgilinin elinden çiğ balık da yenilirmiş, öğrenmiş oldum. Rüyaya bak sen, yok müdahalen oynuyorsun dış kapının mandalını...

- "Bu hayatta bizi böyle yakamızdan tutacaksa, hadi böyle yaşa derken kalbimize sormuş mu?"
Sormamış... Sorsa da değişmezmiş bir şey, nasılsa aynı sazanlıkla atacaktık bilinmezliğe adımlarımızı.

31 Mayıs 2013 Cuma

kaç Ömür...

Oy oy... Dinlemeye doyamadığım...

kalbi kadere değişmek...

Uyandım, Bir Çiçek Satıcısı Gördüm 
Çok Mutlu Oldum , Gülü Kalbe Değişiyordu
Gülü Kalbe Değişiyordu  
Bir Kalbim Vardı, Acılı Ve Kederli
İnanamadım Bir Bir Güle Karşılık Kalbimi İsteyeceğine 
Gülü Kalbe Değişeceğine 

30 Mayıs 2013 Perşembe

Kalmak...

"taşın sabrı suyun ruhuyla büyüttün beni
bundandır her gittiğimde aklımda kalmak fikri"

29 Mayıs 2013 Çarşamba

28 Mayıs 2013 Salı

Bir Tek An

İçinden şiirler okuyan bir adam vardı, gözleri hep ufka bakardı.
İçinde yıllanmış bir aşkı sır gibi saklardı bir adam, karışırdı yokluğa.

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Son Romantik

Yerin yurdun neresi?...
Fikrin zikrin hangi denizlerde kulaç atıyor?...
her neyse işte...
Feda olsun e mi kalbin son romantiğin yoluna...

Hep Birlikte

Kalın duvarlarla örülü havsalamız; çarptıkça o duvarlara daha kuvvetli ama daha anlaşılmaz sesler çıkartıyor sol yanımız.
O duvarları aşıp içeri girdiğimizde bizi karşılayan, sarmalayan, yaralarımızı saran aşinalık yitip gitmesin diye uğraşıp dursam da nafile. Bir zamanlar parmak uçlarında gezindiğim koridorlarında, gizemli odalarında koruduğumuz, uykuya teslim zamanlarda dahi bozulmayan o büyüyü yerle yeksan etmeye gücün yeter mi?
Yetmez.

26 Mayıs 2013 Pazar

Dünya Hazin

Kaç zamandır gün doğuyor, gün kendine doğacak bir yol buluyor nasılsa, bir kararda durmuyor ama.
Birdenbire herşey, güneşin çekilişi bir çapkın bulutun ardına, sürüklenişi adeta saçlarından, zorla.
Sonra köşede bucakta saklı duran gri bulutların yağmurla randevusu gecikmiyor.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Yazardım Eğer Yazmamış Olsaydın

"Sonra belki çay içeriz.
 Şansımız varsa yağmur da yağar.
 Damlalara huzur yüklemece oynarız. 
Benim damlam seninkini alnından öper. 
Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence."   

24 Mayıs 2013 Cuma

Sus İyisi...

Bazen susmak aynada parlayan ışık, 
gerçeğin duvarına çarpıp da kendine dönen kalp...
 Önce paramparça dağılmak, 
sonra parçalardan bir yokluk inşa etmek usulca. 
Usulca...

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Seviyorum Seni

O banka oturup ufkun gözlerimde cıvıldaşan serkeşliğine dokunsam...
Bütün bu hengamenin, hasta ve yorgun günlerin sonrasında ne çok muhtacım buna.
Şarkıların mayhoş tadı, sessizliğin kalbi mutmain kılan güzelliği,
kalabalık dağıldıktan sonra insanı saran bu dinginlik...

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Kaç Nefes Daha?...

Zaman yitmişti sanki; günlerden ne, o kapının çarpışı rüzgârda neyin alameti, kimin telaşıdır bu anlamsızca gözlerimi seyirten?...

O kadar çok nedamet, o kadar az kalmışlık...

Bir adım sonrası yok belki, bak bu son soluk olabilir nefesimdeki, kalbim son kez atabilir, bohçasında bölük pörçük kelimeler taşıyan ben, son kez gülümseyebilirim halbuki senin baharına...

16 Mayıs 2013 Perşembe

Firaka Fasıla

Yeniden hayata "vira" demenin hatrına...
Ölümün kıyısında duasını beklediğim o koca yüreğe gelsin mi?...
Gelsin madem...
Bu firaka tek atımlık fasıla ve denizin kalbine sığınan
Kalbim...

15 Nisan 2013 Pazartesi

Desem ki...

Desem ki;
baş dönmeleri arasında, huzursuz tedirgin bir uykuya teslim ettiğimde kendimi birden bir muştu gibi çıkıveriyorsun ya...

Karşıdan geliyorsun hep, ellerinde bulut, ellerinle anlatıyorsun renkleri. Bense avuçlarımda sakladığım o son gazoz kapağıyla merakını ölçüyorum, biliyorum çocukça...

13 Nisan 2013 Cumartesi

Tenhasında Gözlerinin...

En çok ölümle yaşam arasında kaldığında sığar içine bütün mesafeler... Sığar, sığıştırırsın bütün yollar emrine amade olur. Bütün şarkılar, şiirler, yazılmamış hikayeler bile kalabalıklaşır mazide, sen sığarsın içine bir köşede kıvrılır, umarsın.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Dokunmayın Hicranıma...

Nisan yağmurları şifa getirirmiş, bu aralar duyduğum en iç açıcı laf buydu.Lafta kalmaz ise şayet.
baharda huysuz, mutsuz, umutsuz uyumsuz, nursuz, dikenli, kararsız, bahtsız, hasta bir mendebur olup çıkıveriyorum ya, her defasında ilkmiş gibi depresif kılıyor bu ruhumu. Hayat canlanırmış, tabiat ayağa kalkarmış ne gam... yahu benim gibi bir statükocunun ne işi olur mevsim geçişleri ile. Alışkanlıklarına aşık bir kadınım ben. Bir taş yerinden oynamasın, vay haline taşa dokunan elin.

17 Mart 2013 Pazar

Sükût

Bir ömür...
Sükût etmek için çok, sevmek için az...


"Bir Tek Hatırana"

"Senin bir tek hatırana..."
Böyle başlıyordu aslında yolculuk, yok böyle bitiyordu belki de.
Bütün merhabaları, dedi içimden bir ses,
 sanki yeniden bir kapının önünde titrek bir yürekle kaderini bekler gibi.

16 Mart 2013 Cumartesi

Çöl Bezginim

"Belki bir sevda türküsünde vurulurdum
Gel künyemi al dağlardan"
Yabaniliğim yüreğimden akıyor sabaha.
Elimde değil anlatsam da anlasan da yarım sonunda.
Ah Leyla!'

13 Mart 2013 Çarşamba

Kansın varsın


Şarkılar gibi eskiyor mu zaman?...
İnanmam...
Bir başka şarkının güftesi miydi o?
Hadi rüya olsun, peki...

11 Mart 2013 Pazartesi

Üç Elma

O söylüyor, ben söylüyorum...
Her nağme sonrası derin bir ahh...
Hiç eskimeyecek olana dairdir baharın kalbe inişi, diyorum.
Her baharda "hadi" dedirten o şahane unutkanlık...

8 Mart 2013 Cuma

Var mı kazananı?

"Davetsiz bu hayatın mutlaktır oyunları
Kaybettik yoksa kazandık mı?
Ben sustum cevabını..."

Havva'nın Adem'e armağanı



"Havva'nın anlamı Adem'in anlamı demek. Havva Adem'e bir dipnottur ama öyle bir dipnottur ki gerçek metnin anlaşılması için şarttır. Havva ilkin bir gölge idi. Bu yüzden bir diyalog kurulamıyor bir eser ortaya çıkmıyordu. Ağaç vardı ama meyva yoktu. Çiçekle yaprak arasındaki fark henüz bir renk farkından ibaretti. İnsanın varoluşu henüz tek yanlıydı ve insan enfüs duvarıyla çevriliydi. Ortada afaktan eser yoktu. Bu yüzden hakikatin hakikat olduğunu kanıtlayacak bir karşıt yoktu. İnsan ve gölgesi henüz toydu. Sınavdan ve ateşten geçmemişti. Bir mutluluk vardı ama bu mutluluk henüz tunçlaşmamıştı, tabii sertlik ve dayanıklılığına kavuşmamış bir mutluluktu. Baki olanın kanatları altında her türlü tehlikeden korunmuşluk vardı. Adem'in adem, cennetin cennet olabilmesi için atılan ilk adımdı Havva'nın gelişi. Her şey son ucuna gitmek zorundaydı. Cenneti bulmak için yitirmek gerekiyordu." Sezai Karakoç

7 Mart 2013 Perşembe

Akşam inerken türküye

"Ağam ben nasıl edim, saz getir fasıl edim
Çok da güzel değilsin, gönüldür nasıl edim"

Aklın Eli


Aklın elinde bir hançer
Kalp ne yana dönse
Orada
Kutlu bir keder
Ezelinde sinsi bir ölüm

6 Mart 2013 Çarşamba

Bir dilek...

Başka nasıl anlatılır ki gün,
nasıl geçilir bu amansız yaradan...
son cemrenin kalbe ağırlığı,
ilk aşk sarsıntısı gibi derin...

5 Mart 2013 Salı

Öyle İşte

"Seni anmak her günkü gök armağanımdır benim
Ebedi şadırvansın gün içinde kalbimden"

Kapanıyor gece ya yüzünün öteki yüzüne varmadan daha
ve dizlerinde bir kuş uykusu, titrek...

4 Mart 2013 Pazartesi

Şiirini Topladı Rüzgâr



Nereye gitsen alazından dökülüyor kıvılcım kıvılcım şiir,
sen gittim sanıyorsun yol bir daha siliyor cürmünden izini
Sustuğun kinaye, farfaradır zaptına memur kelimelerin
gelsen de derindir izleri kaderin, gidişinin gölgesi yetim

1 Mart 2013 Cuma

Çeşm-i Siyahım


Sebebi yok, içimden geldi...
"Sen beni bıraktın elin diline"
 yetmedi,
"Güldün Mahsuni'nin berbat haline"


28 Şubat 2013 Perşembe

Yola Çıkmalıyım


"Herkesi kendine çeken deniz beni de çağırıyor, yola çıkmalıyım.
Çünkü kalmak, saatler geceyle yanarken, donmak, kristalleşmek ve bir kalıba dökülmek demek...
Buradaki her şeyi memnuniyetle yanıma alırdım, ama nasıl?"

Yola çıkmak... Valize tıkıştırılmış anlamsız kağıt parçacıklarını, zaman içinde kaydı düşülmüş nedensiz yakınmaları, bir parçası eksik kalmış gülümsemeleri, belki mutlulukları hatta artık hayata dair olmayan...

27 Şubat 2013 Çarşamba

Gökyüzünde son kuşun kanat sesleri…



 Evlerimiz birbirinin gözlerinde hizaya sokuyor kendini. Balkonlarımızdaki hanımellerinin usturubu ta sokağın ucundan sadakat kokuyor. Sanki bin yıldır bitmemiş bir hikayenin dil perisi yazıyor yeniden ve hep yeniden hikayeleri…

Ben ne güz diyorum ne yaz yağmurlarında eğliyorum kelimelerimi kayıtsız. Ne uzak ne yakınım mevsimlerin birbirine fütursuzca değdiği o yalan sabahlara. Gün yeni fakat kendine her defasında yeniden doğma süsü vermesi koca bir yalan. Oysa sokağımın sesi içimin gümbürtülerini bastırıyor. Taze süt kokusu yatağımın en uzak köşesinden bir anıyı yakalıyor. Daldığım uyku bir uyanıklık sanrısı. Aslında biliyorum her gün olduğu gibi bugün de,  nedense hiç şaşmayan bir kararlılıkla “e” si uzatılan o sinir bozucu çağrıyla koşacağım pencereye ve basacağım…

25 Şubat 2013 Pazartesi

Cemre kalbindir, düşer mi?

Bahar gönül indirdi sonunda, cemresi kalbimizden önce havaya düştü. 
Bıraksa insan, yüzünü gömmese içine, ne de güzel yakalıyor yakasından mevsimler.
Aynı kalmıyorum ben, bak birbiri üstüne devriliyor günler...

"Şiir bahanesidir aşkın"


Adım adım bir rüyanın daha başlamadan bitişine şahitlik...
Aynı devasızlığa ortak olacak kadar taşımak dostluğu kalpte...
Şiirde iddialaşmak, hayatta tüm iddiaları kaybetmeyi göze alacak kadar hem de...
Acının ve aşkın katışıksızlığı, bir dizeye satılışı dünyanın, yaşamın...

22 Şubat 2013 Cuma

Azad bir guşdum




Beni benden aldı bir türkü.
Yeni bir cemre ile düşer gibi toprağa,
bir tek ok yeter kalbimin yorgunluğuna...

20 Şubat 2013 Çarşamba

Delürdüğün şeye bak


Delirdiğine inanmıyorum, akıllı ol demeyeceğim...
Sen yine de ne yapacağını daha iyi bilirsin...

15 Şubat 2013 Cuma

Gitmek de Delirir



















Bir selam eksilir gidersem
bir gülüş eskir yüzünün mavisinde
bir şarkı nakaratından vurulur
Bir şiir ayazda unutulur, kurur

Gidersem ıslığın neşeyle sarılır karanlığına kışın
belki dağılırız ortasında düşün
sen bir delilik sonrası kesilirsin acıya
Saattir bu, geçer
Son hız bir trenin altına bırakıverirsin belleğini
Gerilir ipleri yokluğun
Kan tutar surların etrafındaki kuşları
Kan tutar, boğulurlar

13 Şubat 2013 Çarşamba

Kurulmamış cümleler...

Şehrimin surlarında duman duman bir türkü;
 ha geldi ha gelecek diyor bahar. 
Oysa şehrinin dağlarında kar, 
hala beklediği bir ayaz var.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Bir Adam ve Bir Kadın



Güzel kadınlara kederli şarkılar söyletmeyin
Birbirini çoğaltıyor üç acı
Kadın, güzellik ve şarkı…”Ve birdenbire dile gelişi bir hikayenin...

 Böyle bir zamanda Adam karşıdan gelip gölgesinde yiterdi. Böyle bir zamanda Kadın, kalbinin ağrıyan yanından sinsice geçen bir türküye sarılır ağlardı.

Mevsimler kimsesizdi, mevsimler savruk çocuklarıydı tarihin. Öyle geçip durdukça ve rengini bıraktıkça her yeni saatle kurulmuş hikayelere, daha da anlaşılır kılınırdı aşk. 

10 Şubat 2013 Pazar

Yazık ya...

Kıpır kıpır hüzün, öyle işte...


Med Cezir Ağrısı


Bir flu zaman ve nasıl bir geçmişten ânı devşirmekte kader, henüz uzak düşünce. Günler geceye karışmış, gözlerim uykuyu sadece anlık tebessümler dahilinde kabul ediyor tahtına. Ardarda rüyalar, kısa süreli travmalar eşliğinde yokluyorlar beni. Uyanınca hatırlanmıyorlar ama ete batmış küçücük bir kıymık gibi unutturmuyorlar da. Adını bildiğim ama konduramadığım bir huzursuzlukla zaman kendini uzattıkça uzatıyor.
İlk ne zaman?

Doğrusu bu sorunun cevabına öyle mesnetsiz muhtacım ki. Hangi sözcükten sonra, kimbilir ne türlü bir sağanak ertesi, belki de yaz başlangıcı, yahut bir eylül sonrası...

8 Şubat 2013 Cuma

Baba

Rüyalara girip özledim diyormuşsun, özledim...
Elinle perdeleyerek gözyaşlarını, kırmamak için sana gelenleri
susup özledim diyormuşsun, en çok ikisini...
Biricik sevgilini getirdim bugün sana,
geldim, uzun uzun dertleşmeyi ne çok özlemişim susarak,
seninle susmayı her şeyden fazla.
Mahcubum yokluğuna, dardayım anla...

Hepsi Benden...

"sen tutar kendini incecik sevdirirdin,
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şansızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra"

Hiç bir şeyden değil, hiç bir şeyden...
İflah olmaz romantikliğimden belki, hesapsız gidişlerimden...
bir çağrıydı gelişim, sızısı içimin bundan...

Ah Şair !...

"Sana bir karşılık vereceğim" de Ey Şair, kalbim şiirinin işgali altında...


6 Şubat 2013 Çarşamba

Rüzgârın Uğultusu

Şehrin gürültüsünü bastıran bir uğultuyla uyandım, 
bahar tahtını puslu ve karanlık bir kış gününe devretmiş yeniden. 
Yalan dedikleri sadece dudaktan dökülen değil ki...
yalan ıslığında rüzgârın usulca gelip çalmış kalbimin kapılarını.
Günaydınım olmuş, bir sorgucu edasıyla yıkmış barikatlarımı.

5 Şubat 2013 Salı

4 Şubat 2013 Pazartesi

Candır O Can...


Neşe de onunla güzel... 
Seni seviyorum be türküye can veren Adam...

3 Şubat 2013 Pazar

Bir umut...

Mevsimler dönüyor, güz renginin hayatı yorduğu uzun uzun geceler yarılıyorlar bir bir.
Soluğu kesiliyor sevmelerin kimi gün ama umut pencere pervazlarında daha bir sağlam karşılıyor baharı.

2 Şubat 2013 Cumartesi

Türküler varsa...

Bugün ruhum karışık, türküler gibi...


Lâl Masal


Kendini sınama artık, kalbin bir gül gölgesinde kuşkularının yama tutmaz yasını tutuyor şimdi. Nasıl kırıldı ışığın daha yaz iken ve daha hazan uzak düşlerin el kapısıyken.

Sevgili…
Gözlerinin boşluğunda kelimelerimi  harlıyorum. Gözlerin bir şehrin surlarına dayanmış ceza gibi, şehir düştü düşecek bakışlarındaki yergiye. Gözlerinden  yola çıkıyorum, bir viranenin önünde son buluyor avuçlarımdaki şiir. Masalların lanetli cadıları bir büyünün ucunu yakıyorlar, ansızın basıyor karanlık, ansızın. Ah etrafta sinsi bir yokluk, kuyunun dibinden kulağıma kadar gelen bu tekerleme beni yaren kılıyor yoldaşlığına. Uzaklaştıkça daha keskin, daha uzun bir tiraddır bu. Yani yokluğun ve yokluğumda kalenin surlarında yankılanan durmaksızın.

27 Ocak 2013 Pazar

Yağmur

Oysa burada usul usul  yağmur yağıyor, bilmezsin...
Oysa yağmur siler karda bıraktığın ayak izlerini...
Bu yüzden ruhum en çok yağmuru sever ama karı özler...

24 Ocak 2013 Perşembe

Yolun Hatrına...

Yanında yürüyen gölgen ve nefesinde taşıdığın yakîn sıcaklık sana bir şeyler anlatmalı. uzun bir yolun yorgunluğuna dayanacak kadar dirençli değil ayaklarımız. Bu yüzden bizi garip bir şekilde buluşturan ve o handa konaklatan mucizenin buruk tadı yanıltmamalı seni. Dinle sesini geçenin, ne fısıldıyor kulaklarına? Hangi susmak fiili eşiklerden bir bir atlayan uykuların müjdecisiydi?

1 Ocak 2013 Salı

Dost'a...

Sevgili Dostum;
yeni bir yılın ilk gününde, bütün uykular bölünsün diye...
Bu yıl seninle başlasın, gelen gelsin giden gitsin bu dostluk bâkî kalsın sadece.
Burada ağırlamak seni ne güzel, ne özel...