3 Temmuz 2013 Çarşamba

Yok mudur?

Yüzünden düşen bin parça...
Bilmiyorum artık, dağılanı toplamak için bu saçma sapan çaba niye?
Buradan bakıyorum; yalnız bir gölge, gölgesinde kalabalık vehmeden bir gölge...
Kendimden çıkıyorum, oysa son durakta bekleyen kendimim yine...

Bütün bunlara bir üst perde cevabı var hayatın, dolambaçlı bir oyun bu nihayetinde.
İçimdeki o yaramaz küçük kızdan soruluyor şimdi buralar ve oralar...
Kırılıyor, dağılıyor ama hala dudaklarının kıvrımında titrek bir güvercin kanadı, 
yaramaz bir saklambaçta hala...

Yok mudur bu kadar hatırı bu kör karanlıktan, ve yüzünün aydınlık tarafından nâzı?...
Yok mudur bu sevmelerin daha uçurum olanı?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder