21 Temmuz 2013 Pazar

Cümle Cümle Üstüne

-Bir cümle kuruyorum, olmadı deyip sil baştan diziyorum kelimeleri yan yana. Hadi bir tombala torbasından çekilmiş gibi karşılasın beni kelimelerim, şaşırtsın torbayı karıştıran eli...
Yok olmuyor işte, sürprizi kalmıyor bir sonraki hecenin...

-Dağınıklığa alıştım ya hani, kim toplayacak iki yakamı da uzun bir tiradın hevesini düşürecek yüreğime? Hiç...

-Bir dergimiz vardı eskiden. Bir düş kurardık geceden; sabahına büyülü bir asa değerdi göz kapaklarımıza, o düşün hikayesine uyanırdık. Dost nidasına asılı kalırdı kelimelerimiz, inmeyi zül sayardı. Aynı göğün altında serseri yıldızlar gibiydik; bir vardık bir yoktuk, bir aşktık bir sözdük, bir meydik, bir... Vardı, yok oldu her şey gibi, dağıldık...

-Üzerime yüreğimden başka muska takmıyorum hala, da sen ey şair ne çok gidiyorsun öyle uzağa uzağa?...

-Yine de olsun istiyorsun yitirdiklerin, olması gereken zamanda. Yokluğuna ağıt yaktığın büyük yalnızlıklarda bile iyi ki olmuş dökülüyor dudaklarından. İyi ki...

-Şiirlerden fal tutsam şimdi, şöyle bir çırpıda aklıma gelen dize, şüphesiz ki:
"Senin bir tek hatırana bütün aşklarımı bağışlayabilirim" olurdu. Olurdu kesin...

-O ormanı yaktım; içinde ben de vardım. Kalbim bunun için çöle benziyor, upuzun ve çorak bir çöle. O yangından sonra değişmedi hiç bir şey, orman yerli yerinde hala...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder