-Küçük bir kızın duası gibi, sade ve dolambaçsız cümlelere sığınıp dönmelisin yüzünü ben'ine. o zaman, derinlik kustuğunda hani karanlığından seni, bulacaksın en son saklambaçta kaybettiğini...
-Böyle seviyorum ben; kelimeler kapımı şımarık bir sulta edasıyla çaldığında, sevgili olan sevgiliyi çekip çıkardığımda altı çizilmiş anılardan, hayali bir gülümseme kondurduğumda o hep güven veren yüzüne...
Böyle seviyorum işte...
-"Saate baktım, müthiş bir yenilme vaktindeyim sevgilim"
-Gözümün içine bakıyor, Notos ve Öykümüzün Kırk Kapısı... Birazdan bir çay demlemeli, şöyle terasımın en gözde köşesine kurulmalı ve çıkmalıyım dünyanın işe yaramaz göze değmez hengamesinden. Kitaplar tampon bölgesi hayatla aramda, bir küs bir barışıklığım benim, yitmeyenim...
-Bir zamanlar "bir çocuk bile kandırabilir seni" derdi sevgili. Ah! Bir çocuk kandırabilse beni ve ben kanmanın en şaşaalısına çarptırılsam... Kolayca kandırılabilir olmak neden kötü olsun ki?!...
-Dün gece uzun zamandır ilk defa yıldızlara dokundum, gözlerimi yumdum ve gecenin yanağına sessiz bir öpücük kondurdum. Artık geceleri gündüzlerden daha çok sever oldum, yaşlanıyor muyum?...
-"Baktım" ve birbirinden farksızdı saatleri seni özlemelerin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder