15 Temmuz 2013 Pazartesi

Bir mektup yaz



Bir mektup yaz... 
Zamana tepeden baksın, mesafelerin yüreğine kor düşürsün...
Mürekkep aşkına diye başlasın her cümleye, mürekkep aşkına... 
Bu bir türlü geçmeyen, geçmesine ramak kala hayatın rahmine süzülen...
Kalbin kadar desin bembeyaz sayfalara, esrik ve yeniden...

31 yorum:

  1. Bu yazıların bir kısmını daha önce hiç görmemiştim. Yeni yazı desem 2013 yılında işi ne diye geliyor aklıma? Değilse nasıl oluyor? Yoksa bunamaya mı başladık?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Labirente hoş geldiniz. Bazen ben de şaşırıyorum geçmişi süzerken, bu yazıları kim buraya kondurmuş diye.

      Sil
    2. Görünmez bir editörünüz mü var yani?

      Sil
    3. 'Mürekkep aşkına'.. Güzel ifade.. Ondan sonra yazılacak olanda, varsa bile, her kusuru örter..

      Sil
    4. Kim bilir? Kelâmı gizleyip sonra da âşina kılan bir el...

      Sil
    5. 'Gizem' ne güzel bir elbise:)

      Sil
    6. Kuşkusuz en sevdiğiniz:)

      Sil
  2. bumerang değildi o attığım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nereye atarsanız atın, iyi bir karşılayıcıyımdır:) Yalnız bir çöküşün notlarını düşerken ve bir ileri iki geri adımlarken yakaladınız beni. Acaba erkle imtihanı gerçekten yazmalı mıyım? Yoksa yeterince görünür olan bir utancı kelâma boğmamalı mıyım? O kadar ârâf ki ve o kadar bezginim ki, toparlayamamaktan korkuyorum galiba.

      Sil
    2. 'Tarihe not düşmek' ile 'kusurları örterek nedâmet getirmeye fırsat tanımak' arasında kalmak.. Hangisi daha yakıcı, hangisini tercih daha kolay?

      Sil
    3. "Nedâmet" ne şık bir kelime. Bir 'kusur' denizinde yüzüyorsanız ve örtünmek gereği bile duymuyorsanız geçmiş olmuş demektir. Bu değil kaygım. Kaygım midemdeki kasılmaların ve ruhumdaki örselenmişliğin resmini yapmak. Yakıcı olan bu.

      Sil
    4. Hiç bir gelişim 'lineer' değildir.. Ben tesellimi bu cümlede arıyorum.

      Sil
    5. "Lineer" ilk defa duyuyorum. Ne demek?

      Sil
    6. 'Kelâm'ı terkedenin de 'erk ile imtihanı kaybeden'in kaybında sorumluluğu var.

      Sil
    7. kastettiğim yukarı ya da aşağı yönlü doğrusal bir çizgi şeklinde ilerleme ya da gerileme

      Sil
    8. O kadar uzun boylu değil. Kelâmın "söz" ile yapılanından dilim sürçtü, nutkum tutulasıya... Yazmaksa zaten kırılmış dökülmüş kelimelere eziyet.

      Sil
  3. 'zigzag'sız ve 'düzeltme'siz bir hareket.

    YanıtlaSil
  4. Üzerinize alınmak ya da alınmamak konusunda yorum yapamayacağım. Ama 'mürekkep aşkı' tükendiyse diğer aşklar hak getire.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tükenmedi belki ama yazıldıkça yığınlarca keder birikiyor. Galiba güneşin altında söylenmesi gereke her şeyin ışığı söndü, kimsenin 'söz'ü umursadığı yok çünkü.

      Sil
  5. 'hayatın rahmine süzülen' kaç kelâm üretenemiz kaldı 'erk'le imtihan olunanı doğrultmak için.. ya 'ötelemek' ya da 'dalkavukluk' pâyesi her bir duruş ya da her bir susuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlkinde başarılı değilim görüldüğü üzere, ikincisine de istidâdım yok. Çok sevilesi bir insan olmadım hayat boyunca, son zamanlarda hiç...

      Sil
    2. 'Dünya hazin' demişsiniz bir yazınızda.. Ama ben şen şakrak oldum bir an için, daha önce görmediğim bir yığın yazının sessizce 'âzad' edildiğini farkedince. her yer yeniden dolmuş sanki 'pıtırcık'çasına..

      Sil
    3. Ne güzel! Bir anlığına da olsa 'şen şakrak' olmak umut verici her şeye rağmen.

      Sil
  6. Evet 'Dünya hazin' be! Ama siz daha hazinsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz en hazin hâlimi görmediniz. Buyurun ana sayfaya o vakit. En hazin yazım yayında.

      Sil
  7. Evvel zaman içinde okuduğum bir kitabın adı geldi aklıma.. Ondan mülhem: bir 'İbrahim' gelir elbet, ruhen biz 'Nemrut'laşmayalım yeter ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir ve ne bulur bilmiyorum ama 'Nemrut'laşmamak için var gücüyle savaşmış olan bir kaç iyi insan bulsun yeter ki.

      Sil
    2. Sürekli savruluyoruz.. 'Hüzün' ve 'kasvet' arasında çok ince bir çizgi var, ve o hudut nasıl korunmalı, şahsen ben de öğrenemedim, rahmetine sığınıyorum Rahmet-i Sonsuz'un.

      Sil
    3. Elbette Yaradan'ın hep bir başka hesabı var, gücümüz yetmiyor sır kapısını aralamaya. İyi ki yetmiyor, bildiklerimizle başa çıkamıyorken henüz.

      Sil
  8. "....
    Üçüncü oğul Batıda
    Çok aç kaldı ezildi yıkıldı
    Ama bir iş buldu bir gün bir mağazada
    Açlığı gidince kardeşlerini arayacaktı
    Fakat batinin büyüsü ağır bastı
    İş çoktu kardeşlerini aramaya vakit bulamadı
    Sonra büsbütün unuttu onları
    Şef oldu buyruğunda birçok kişi
    Kravat bağlamasını öğrendi geceleri
    Gün geldi mağazası oldu onu parmakla gösterdiler
    Patron oldu ama hala uşaktı
    Ruhunda uşaklık yuva yapmıştı çünkü
    Bir gün bir hemşehrisi onu tanıdı bir gazinoda
    Ondan hesap sordu o da
    Sırf utançtan babasına
    Bir çek gönderdi onunla
    Baba bu kağıdın neye yarayacağını bilemedi
    Yırttı ve oynasınlar diye köpek yavrularına attı
    Bu yüklü çeki
    İyice yaşlanmıştı ama
    Vazgeçmedi koyduğundan kafasına
    Dördüncü oğlunu gönderdi Batıya
    ...."

    Ne hikmettir bilemedim, şiirin bu kısmını düşürdü aklıma 'ana sayfa'nız..

    YanıtlaSil
  9. bazen istatistik hesabını yanlış yaptığımızı ve bu yüzden sükut-u hayaller yaşadığımızı düşünmüyor değilim. her devrin insanı olanları bugün sadece şeklen benzediği için başka bir yere koyuyoruz galiba. bu durumda turnusol kağıdı testi yapınca sonuçtan memnun kalmıyor olamaz mıyız? 'erk'in başındakine oy verenlerin toplamını ya da önemli bir kısmını yanlış terazi ile tartmaktandır belki de tüm bu hayal kırıklıkları.

    YanıtlaSil