"Herkesi kendine çeken deniz beni de çağırıyor, yola çıkmalıyım.
Çünkü kalmak, saatler geceyle yanarken, donmak, kristalleşmek ve bir kalıba dökülmek demek...
Buradaki her şeyi memnuniyetle yanıma alırdım, ama nasıl?"
Yola çıkmak... Valize tıkıştırılmış anlamsız kağıt parçacıklarını, zaman içinde kaydı düşülmüş nedensiz yakınmaları, bir parçası eksik kalmış gülümsemeleri, belki mutlulukları hatta artık hayata dair olmayan...
Tüm bunları yanına alırken düşündüğün şey aslında ne? Yeni bir yol belki ama yeni değil geri kalan hiç bir şey. İşte bir önceki kırgınlık resmi valizinin duvarına yapışmış, hiç okunmamış bir dize nasılsa sığışmış yeni kıyafetlerin arasına, ah o kahkaha sonrası kırılan vazo, o bile bir parçasını sinsice eklemiş yüküne.
Yolculuk...
Buradaki her şeyi büyük bir memnuniyetle ait oldukları yerlere bırakma zamanı. Nasılsa her durakta yenilenecek eski alışkanlıklar ve valizinin eskiyen yüzünden medet umacaklar...
Yola çıkmalıyım sanırım, yol beni bekler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder