10 Aralık 2014 Çarşamba

Bir Gül Mevsiminde

"ah, ölmek mi, öğrenmek mi,
ebediyen susarak, konuşmayı seninle;
otların, rüzgarların,
taşların ve yağmurların her telde,
her makamda falsosuz,
gürül gürül konuştukları dili?... "

Hangisi?... Bir karşılığı olacak sustuğun kelimelerin; sana tozlu raflarda unuttuğun bir kitabı, bir paslı makası hani o şarkıdaki, bir yağmur tanesinde gizlediğin ukdeni hatırlatan...

Sevgili olan! Ben senden gayrısından geliyorum. Bir dağ gibi birikmiyor içimde özlem, sonsuz bir vahanın kollarındayım şimdi.

Bakışlarındaki kuşkuyu bağışlıyorum; sesin gölgelenmesin diye zincir vuruyorum dilime.
Bu dil aşina olmadığım bir diyardan çalınıyor kulağıma.

"Ebediyen susmak" ve dağıtmak için göğündeki bulutları kaç kalp eskitilir kuyunun dibinde?
Belki bir gül mevsimi, kuşkusuz ki bir gül mevsimi gelirsin diye...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder