15 Aralık 2014 Pazartesi

Bir deniz lazım bana

-Gün akmıyor gün yağıyor bazen üzerimize. Flashbackler halinde akıyor zihnimden anlar, anılar... Kim mazlum kim zalim, ne çok karışıyor izler birbirine. Bir zamanlar üniversite kapısında bekleşen kızlara mütekebbir edasıyla "Anarşi yaratmayın, dönün evinize madem" diyen Abi'lerin isyanı neme?
Empati denen illetin kucağına ve tuzağına düşmeyeceğim yok, nasılsa gündem denen sevimsiz ucubeyi iç cebinde taşıyan çok, ben hayal satmaya gidiyorum.

-Ey prangası ruhumun, ey perçemi yüzümün, ey şiirimin ebesi! Çorak topraklarından aşk devşirmeye hevesli bu kalem var ya, kırılsın hevesi, düşsün kalesi.../Amin deme yine de.../

-Kış henüz taze ama ben yazı adamakıllı özledim. Serkeş ve sorumsuz saatlerini günün ve gecenin bir muhasebenin yarısında daha teslim oluşunu uykuya... Bir ağustos çocuğuyum diyorum sorana, üşümek yakışmıyor bana... Hem İstanbul'u özledim ben; uzun yaz gecelerinde karıştığımız bitimsiz kalabalığı, Eski Kafa'da her defasında masamıza aşkla tüneyen o sırnaşık kediyi bile...

-Ne güzel bir şiirdir bu, gelip gidip kıyısına vuruyorum:
"Öyleyse,
beni bana aldattırma, Allah’ım!
Ama şiiri elimden almadan yap bunu;
şiiri, melekleri, uçan şeyleri hayatlarından
sinek ilacıyla kovan kullarına
muhtaç etme,
rüsva eyleme beni!"
Eyleme!...

-Annem mütemadiyen "Allah beni seviyor" diyor ki ben bu cümledeki öz güvene hayran kalıyorum her defasında. Oysa dilim en çok "Allahım! Beni sev" demeye yetiyor. O da fısıltı halinde, dualarda...
Babam severdi Allah'ı, ihtimaldir ki sevilirdi de. Biraz O'na benziyorum galiba, hep susarak severdi, gözleriyle... Biz ne güzel susardık hem severken birbirimizi.

-Bir deniz lazım bana bir deniz, içimi açmak için...

-..............................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder