23 Mayıs 2020 Cumartesi

Sızı

Yahu hiç eskimez mi bir şarkı?
 Dışarda rüzgâr, önümde fotoğraflar,
 anılar, çocukluğum...


3 yorum:

  1. Yazılarınız tek cümlede bile ne çok anlam barındırıyor. Tuhaf bir büyüsü var kaleminizin. Bazen çok uzaklara götürüyor, hatıralara, gidenlere, çocukluğa. Bazen de güne dair düştüğünüz notlarda ayna tutuyor benliğimize. Siz kendi muhasebenizi yaparken okura da bir pencere açmış oluyorsunuz. Yazılarınızın sıkı takipçisiyim ve bir şeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Evet daha önce de sorulmuş benzeri sorular ama sahiden neden Nur Zelal’in bir kitabı yok, bir köşesi ya da ne bileyim bu kadar inziva fazla değil mi? Tesadüfen rastlamış olmasa böyle güçlü bir kalemin varlığından haberdar olmayacak okur. Yanlış geliyor bana bu, haddim olmayarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle teşekkür ederim teveccühünüz için. O pencere doğru vazife görüyorsa ne güzel. Neden kitabı yok Nur Zelâl’in? Çünkü kitap dediğimiz şey sistem ve disiplün gerektiriyor. Günlük notlar ve muhasebeler yeter-şart değil bunun için. Yapılamaz mı? Elbette, örneği çok. Bende iddia yok yalnız, tercih etmedim şimdiye kadar. Bir kapı diğerini açıyor, diğeri ötekini. Popülerlik ürkütücü bir şey, kontrolü güç, beklenti çıtası yüksek. Bir kere daldınız mı o hengâmeye, kendinizi dünyanın merkezi sanmak ihtimâli de. Sınanmak için böyle bir iddia seçimi riskli. ‘Yazar’ lafzına çok fazla anlam yüklüyorum, zamanın ve emeğin ciddi anlamda efor gerektirdiği zorlu bir iş. oysa takip ediyorsanız biliyorsunuzdur ki, yazmaktan vaz geçip köşeme çekildiğim zamanlar oldu. Bir mecburiyet olmamalı bana göre yazmak fiili. Mekanikleşiyor insan, üretim bandının işlevsel olması adına ‘iş’ hâline geliyor ve bana göre değil bu. Salaş bir ruhum var, cendereye gelemiyor:)
      Tesadüflere inanmam; her yazının ve dâhi her kitabın okurla buluşması bir kadar üzre.

      Sil
    2. Aman siz yazmaktan vaz geçmeyin yine de. İmtiyazımızı elimizden almayın lütfen. Bir parça soluk hepimize lâzım.

      Sil