Bu yalan bir formülasyon dostum. Bütün kapılar pencereler B=S'ye doğru yol alıyorken, hala kendini yorgun ve de yenilmiş görenindir. Bu, kalbindekinden başka her şeye tutunmaya çalışana bir işarettir. Bu eşitliğin iki tarafında da kendini görme yanılgısına cevaptır. Budur işte, "zalim, söyletme beni"
bir zamanlar “sen” derdim, ve şehir değil, evren değişirdi. ışığın aklı karışırdı, bir sesin eğrisine takılırdı zaman. şimdi yalnızca fotonlar dönüyor etrafımda — her biri senin bir bakışından kalma bir kırıntı, bir yankı, bir ihtimal.
einstein masasına eğilmiş, ben kalbime. o evreni çözmeye çalışıyor, ben seni. ama ikimiz de biliyoruz: bazı denklemler, çözülmek için değil, yanmak için yazılır.
her hatırlayışta bir enerji çıkıyor açığa, biliyorum. çünkü sevgi, kütleye benzer — kaybolmaz, yalnızca biçim değiştirir: bir şiire, bir susuşa, bir gözün kenarındaki ince çizgiye. belki biz, evrenin yanlış yazılmış iki harfiydik — sen alfa, ben beta, ve aramızda bükülen o zaman çizgisi.
ışık hızına ulaşamadım, ama seni anmak bazen ışığın bile önüne geçiyor. şimdi kelimelerim nötron gibi ağır, her biri patlamaya hazır. dil bir laboratuvar, aşk hâlâ yanıyor içinde. ve anlıyorum artık — aşk da bir enerji biçimi, ama ölçülemez olanı. o yüzden sessizlik, her şeyin sonucu değil, devamı.
belki bir gün ışığın geciktiği bir evrende buluşuruz, sen kırmızıya kaymış bir yıldız, ben seni hâlâ mavi sanan bir göz.
parça bitiyor, ama yankı sürüyor: tıpkı sönmüş bir yıldızın ışımasının hâlâ bize ulaşması gibi. ve ben, artık “aşk” demiyorum — çünkü biliyorum, bir kelimenin enerjisi, bütün bir evreni yakabilir. e = mc² sen: enerji, ben: kütle, ve aramızdaki sessizlik — ışık hızında bir dua.
Bu neyin formülasyonu leleey...
YanıtlaSilBu yalan bir formülasyon dostum. Bütün kapılar pencereler B=S'ye doğru yol alıyorken, hala kendini yorgun ve de yenilmiş görenindir.
YanıtlaSilBu, kalbindekinden başka her şeye tutunmaya çalışana bir işarettir. Bu eşitliğin iki tarafında da kendini görme yanılgısına cevaptır.
Budur işte, "zalim, söyletme beni"
E = mc2
YanıtlaSil
YanıtlaSile = mc²
bir zamanlar “sen” derdim,
ve şehir değil,
evren değişirdi.
ışığın aklı karışırdı,
bir sesin eğrisine takılırdı zaman.
şimdi yalnızca
fotonlar dönüyor etrafımda —
her biri senin bir bakışından kalma
bir kırıntı,
bir yankı,
bir ihtimal.
einstein masasına eğilmiş,
ben kalbime.
o evreni çözmeye çalışıyor,
ben seni.
ama ikimiz de biliyoruz:
bazı denklemler,
çözülmek için değil,
yanmak için yazılır.
her hatırlayışta bir enerji çıkıyor açığa,
biliyorum.
çünkü sevgi, kütleye benzer —
kaybolmaz,
yalnızca biçim değiştirir:
bir şiire,
bir susuşa,
bir gözün kenarındaki
ince çizgiye.
belki biz,
evrenin
yanlış yazılmış iki harfiydik —
sen alfa, ben beta,
ve aramızda bükülen
o zaman çizgisi.
ışık hızına ulaşamadım,
ama seni anmak
bazen ışığın bile önüne geçiyor.
şimdi kelimelerim nötron gibi ağır,
her biri patlamaya hazır.
dil bir laboratuvar,
aşk hâlâ yanıyor içinde.
ve anlıyorum artık —
aşk da bir enerji biçimi,
ama ölçülemez olanı.
o yüzden sessizlik,
her şeyin sonucu değil,
devamı.
belki bir gün
ışığın geciktiği bir evrende buluşuruz,
sen kırmızıya kaymış bir yıldız,
ben seni hâlâ mavi sanan bir göz.
parça bitiyor,
ama yankı sürüyor:
tıpkı sönmüş bir yıldızın
ışımasının hâlâ bize ulaşması gibi.
ve ben,
artık “aşk” demiyorum —
çünkü biliyorum,
bir kelimenin enerjisi,
bütün bir evreni yakabilir.
e = mc²
sen: enerji,
ben: kütle,
ve aramızdaki sessizlik —
ışık hızında bir dua.