6 Eylül 2014 Cumartesi

Ah!

Bazen sıyrılır perde settarından ve dökülür hazanın en delişmen sözcükleri dudaklarından. 
Bir çağrıdır bu; yüzünü avuçlarından koparan bir çığlık belki.
Kiminin iç cebinde saklıdır niyetin ve bir türlü ağarmaz teni aynadaki sûretin.

Yabancıdır artık ne yapsan; çağıran ses, örsün dağıttığı karanlık ve içinin cıvıltısı boğulmuştur yaşamaktan. 

Kıyına usulca yanaşan şiirdir artık, imlası bozulmuş, soluğu kesik...
Sen onu dağılmışlığından hatırlarsın, sıvası dökülmüş bir hatıradan kâr kalandır yanına.

"Güçlü bir el silkeledi beni sonra 
Sanırım Tanrı’nın eliydi. 
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan. 
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi, 
Çok şey görmüşüm gibi, 
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan, 
Ah...dedim sonra 
Ah!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder