25 Eylül 2014 Perşembe

Taşranın Rengi Gözlerim

Bak işte gözlerim;
hani sana pencere pervazlarında çırpınan o zavallı kırlangıcı anımsatan.Yalnız ve yaralı kahverengi düşlerin senin. Kırdığım potların düzeneğine işlenmiş bir nakış zerafetinde aşk? Aşkın gölgende yeniden, yeniden ateşe atılışı, yanışı dünyanın.

Taşralı bir bozgunum ben nihayet, şaşkınlığımı mazur görme ama. Bilmediğin bir ülkenin ayak basılmaktan yorgun  arka sokaklarından,  bıçkın kaldırımlarından sesleniyorum boşluğa. İçimden taşan sana çaresizce sarılan yüreğim midir gerçekten, inanmıyorum buna.

24 Eylül 2014 Çarşamba

Vazgeçme Eylül'den


Vazgeçme Eylül'den ey kalp, türkülerden de...
Kararsızdır bilirim; yağmuruna göz değer, rüzgârına bükülür boynu sevmelerin.
Kalem kendini bir tek bakışa feda eder her Eylül vakti, oyunu bozar, bilmezsin.

17 Eylül 2014 Çarşamba

Korkarım

"Korkarım sevgili doktor bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım"

Bütün üzgünlüklerimi bağışla ve kapıyı kapatmadan önce rüzgârın uğultusunu dinle. Bil ki, hüznümün de diyar diyar gezindiği rüyaları var. İçimizdeki sarkacın eteklerinde yangın, kim görecek kalabalıkta içine kaçmış küçük bir kızı şimdi?

Sana aldırma diyorum ya, aslında ne büyük bir yalandır dudaklarımdan dökülen. Alabildiğine dön yüzünü hüznüme, bak çaresi yok, ya gitmekten ya ölmekten başka...

16 Eylül 2014 Salı

"Kaderin Haramileri"

Çocuklar acıyla barışık olmanın sükûnetiyle batıyorlar çamura, biz onlar kadar başedemiyoruz haramiler ve onların kör kılıçlarıyla.


Çocuklar o kadar yalın ve gösterişsiz vuruyorlar ki fırçalarını kaderin tuvaline, ânın kaydı düşülürken bir sürü parantez açmıyor yüreklerindeki yaralar. "Sonra"ları kayıtsız, "keşke"leri düşünemeyecek kadar hür yürekleri var onların.

Ama sonra...

13 Eylül 2014 Cumartesi

Son güvercin de uçsa

Hayat aklımızın yaramaz çocuğu, duvarlarımıza kimsenin bilmediği bir dilde hüsranımızı dokuyor. Mevsim bu, geçiyor nihayet, uzun uzun yokluyor gecenin bitimsizliğini ve boşalıyor hüzün zembereğinden günün. Olsun diyor çocuk, olsun. Kapısını çaldıklarımız ne kadarına taliptir ki azığımızın? Yolculuk kaderse, paylaşılan her keder unutulup gitmeyecek mi sonunda?

12 Eylül 2014 Cuma

Yelkenler Fora

"Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
 Titreme daha fazla kalbim.
 Bağışla kendini artık onu da
 bırak gitsin.
 O senin en ezel gününden kaderin
 sen onu nasılsa bin kere daha 
 seveceksin."

11 Eylül 2014 Perşembe

İlk Sokak

Dümdüz gel,ilk yalandan dön,son çıkmazdan evvel kendini yokla.
Yolun yılan gibi kıvrıldığı noktada etrafına bak.
Küçüklü büyüklü tepecikler göreceksin ya,aldırma.
Gölgeleriyle seni yanılttıkları yetmez mi?Dağ'lanmadılar asla.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Ben Şiir Olmaya Gidiyorum


Son  Eylül de demir alırken usulca yazın esrikliğinden, umuda kalbetsin diye bardağımdan taşan o son damlayı iliştiriyorum bir mektubun kenarına. Yeniden demiyorum, eski bir heves icabı kalkan elim aşinalık katıyor bir şarkıya. Kelimelerim pas mı tutmuş? İncinmiş mi kitaplarım ki sayfalarından silinmiş parmak izlerim? Bak hikayelerimin de gözüne perde çekilmiş sanki, bir türlü maksadını aşıp sadede gelmiyor hiç biri.

6 Eylül 2014 Cumartesi

Ah!

Bazen sıyrılır perde settarından ve dökülür hazanın en delişmen sözcükleri dudaklarından. 
Bir çağrıdır bu; yüzünü avuçlarından koparan bir çığlık belki.
Kiminin iç cebinde saklıdır niyetin ve bir türlü ağarmaz teni aynadaki sûretin.

Yabancıdır artık ne yapsan; çağıran ses, örsün dağıttığı karanlık ve içinin cıvıltısı boğulmuştur yaşamaktan. 

4 Eylül 2014 Perşembe

Eylül'dür, Olabilir...


Bir gün doğumunda kaldırdım bütün ayraçlarını gitmelerin… Sen hep bir resim çerçevesine iliştirilmiş yokluktun, ben o yokluğun parçalarını toplayıp durdum çaresizce içimin mahzenlerinde.

 Uzun oldu mürekkep kanatlarında ülkeler aşıp kaderini sırrına bela etmiş o mahzunluğu yoklamak ansızın. Uzundu ve sağırdı tüm kelimeleri hayatın…

3 Eylül 2014 Çarşamba

Portakallı Şeker

Babam;

Son bayramdı, sevgilini koca şeker kasesinin içinde kaybolmuş buldum. Ne aradığını sır gibi saklıyordu.
Yanına gelmek için her zamanki özeniyle giyindi, süslendi. Bir avucunda sımsıkı tuttuğu sırrı diğer avucunu sımsıkı sarmalayan elim…