25 Kasım 2014 Salı

Yazmıyordum ki...

Uzun hastalıklardan bezgin bir ruhla çıktığım zaman biriken su damlacıkları gibi alnımda kelimeler, soğuk fersiz....

karanlık dehlizlerden geçiyorum, kısa kesik rüyalardan gece uzatıyor boynunu ve sabah ne zor bir kavganın sonunda çıkıp geliveriyor, ah ne de yoruyor mecalsizliğimi.


Kalem oracıkta mahzun, boynunu büküşüne vuruluyorum ama yine de aldırmıyor ellerim. Halsizim; bir cümleyi kimliksiz bırakmak pahasına halsiz.

Beni limansız bırakan ve bedenimden önce kalbime hükmeden soğuk... İliklerimde buzdan bir heykel dolaşıyor, hissizleşiyor muyum, uçuyor mu kelimeler en bilindik haliyle dahi aklımdan? Kulaklarımdaki bu çınlama da neyin nesi? Ah! Artık uyansın Şair bu kış uykusundan. karışsın aklımız birbirine, açılsın mahzenimin paslı kilidi...

Yok işte, hala kelimelerin kelimelerim değil, ne de ellerin ellerim...

"sen mi yoksa ben mi
 ikimizden hangisi yazıyor şiiri
madem ki ellerim senin ellerin
madem ki şiir
gözlerinin doruklarından geçmek zorunda
arınmak için
kızgın demiri tutmak için
madem ki soluğum yenileniyor
bir başka solukta
yazıyorum
ve çok uzaklardan geliyor ellerim"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder