26 Mayıs 2015 Salı

“sağanak yağmur *” Altında Bir Başkaldırı Öyküsü

/Takımımın şampiyon olması anısına/

Kopkoyu benizli bembeyaz dişlerin sahibiydi O.

“Beyaz İnsan”ın teknesine binip okyanuslara açılmadan çok önce, yani o bembeyaz gülüşünde gölgelenmeden hikayesi ve biz dünyanın şanslı ve semirmiş çocuklarının türküsüyle sarhoşken, medeniyeti okşarken kucağımızda bir kaniş yavrusuna yükler gibi tüm şefkatimizi, O bunu bilmezken, yani kopkoyu benizli, bembeyaz dişlerin sahibi, çocuk, belki hep çocuk…

Tarih denen illetin hafızamıza yüklediği tüm cinayetlerin sırrına vakıftı belki de. Belki biz teni beyaz, ruhu dar insanlar, Kabil’ in soyundan geliyorduk ve Habil’in bembeyaz gülüşlerinden nefret devşirme istidamıza tutkunduk.

Dünya yuvarlaktı yuvarlak olmasına ama…

Keskin ve sivri dişlere takılmış bir tenin rengini örtbas edebilecek hıza erişmemişti daha. Bu yüzden adına Meşin Yuvarlak dedikleri bir icada tutundu dünya, o döndükçe peşinden geçmişimiz silinsin, geleceğimizin satırbaşlarına yepyeni heyecanlar derilsin, dünya her “Goool”nidalarıyla inlediğinde, çaktırmadan sömürdüklerimizin çetelesinde föyler yırtılsın, kaydı düşülmesin gemilerde talim yapan Bahriyeli Yâr’in dosyasına,  denize dökülmüş insanlığı medeniyetin.

Bir “Yuvarlak Meşin”ve ardında sürüklenen bütün bir dünya…

Gün ola devran döne, hikayeciler Pele’lerin, Maradona’ların külyutmaz destanlarını allandıra pullandıra anlatadursun, ofsat’ın aynı çizgide mi yoksa bir milim ötede mi düdüğü öttüreceği tartışılırken daha, kolektif, subjektif, objektif yakıştırmalarla şenlenmemişken yeşil sahalar henüz, henüz Ali Sami Yen betondan zeminlere hapsedilmemişken, mahalle aralarında İleri Üçlü haylazların borusu öterken belki, daha plastikten tanrılara kurban gitmemişken Kudu’ların borusu…

Bu kalabalığın içerisinden kendini sıyırıp yamacıma sığınıyor bir  vuvuzela ve O bembeyaz dişleri olan kopkoyu tenli çocuk…

Tarih:2010

Mekân:Afrika

Maç:Güney Afrika-Meksika 2010 Dünya Kupası start alıyor.

Arka fonda kulakları sağır edici, bir zaman sonra sinir uçlarına baskı yapan, meşin yuvarlağın şavkına düşman, futbolcuların ve izleyicilerin-o çocuk hariç-yüzlerini buruşturan ve hiç bitmeyecekmiş gibi zihni esir alan o Ses…

Ve uzun süren tartışmaların ardından gelen o tarihi açıklamayla, daha bir fiyakalı gol görmüş oldu ağlarında futbol, kendi sahasında.

“Taraftarların bunu çalmaya hakları var. Siz kendi futbol geleneğinizin yasaklanmasını ister miydiniz ?”

Ve Final Maçı:Kopkoyu tenli Çocuk ile Makus Talihi arasında

Maçın sonucu:Dünya  0 – Vuvuzela  sonsuz uğultu

Vuvuzela: Afrika’nın dünyaya tuttuğu ayna…

Ve bir gemi daha alabora…


(*Vuvuzela’nın yerli halk dilindeki karşılığı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder