Bir belediye otobüsü...
Yanımda sakallı yaşlı bir amca, ön koltukta da bir başkası...
Otobüs doluyor, yan tarafta 50 yaşlarında iki adam tek kişilik koltuklarda oturuyorlar.
Biri üst perde bir tonlamayla önümde iki kişilik koltuğa tek başına oturmuş yaşlı amcaya sesleniyor:
"Amca biraz yana kay da insanlar otursunlar, iki kişilik koltuğa oturmuşsun. Bu ne rahatlık..."
Amca mahcup yana çekiliyor ve bir genç kıza yer veriyor. Yüzünde şaşkınlıkla mahcubiyet arası bir ifade, içimin burkulduğunu ve yüreğimde bir öfkenin kabardığını hissediyorum.
Küstahlıkta sınır tanımayan yandaki beye bir sitemkâr bakış fırlattığını görüyorum amcanın. Bu had bildirmeye meraklı beyin imdadına önünde oturan diğeri yetişiyor:
"Ne öyle bakıyorsun amca, beyefendi haklı."
Yanımdaki amca söze giriyor ve utançtan yüzünü kaldıramayan yaşlı amcaya destek çıkıyor:
"Adam 70 yaşında, yaşlı görmüyor musunuz?"
"Yaşlıysa otursun evinde, ne işi var sokakta?"
"Hastahaneye raporunu almaya gidiyor adamcağız ne yapsın?"
"Ne yapsın olmaz işte, otursun evinde yaşamış yaşayacağı kadar"
Son cümleyle ben şimşekler çakan gözlerimle başımı yandaki beye çeviriyorum ve ağzımdan şu cümle dökülüyor:
"Beyefendi, tahminime göre size de az kalmış o yaşlar. O gün geldiğinde bu çıkışınızı hatırlayın ve oturun evinizde. Hatta şimdiden alıştırma yapabilirsiniz."
Bazen bakışlarımın durduracakları kopuyor, sanırım bunu gördüğünden sesini kesip önüne dönüyor adam.
O ana kadar susup başını öne eğmiş sakallı amcanın sıkılgan bir hal içinde sayıkladığını duyuyorum:
"Unuttum oğlum, unuttum ben"
Yaşlı amca hastahane durağında inerken o küstah beye selam veriyor, benim kalbimde fena bir sıkışıklık. Ulan diyorum, utanma duygusunu yitirmiş nemrutlarla aynı havaya solumaktansa in birkaç durak önce ve yürü. Allah'ın havası her daim yâr sana.-Tanırım kendimi, damarlarımdaki asi kan bela açacak başıma-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder