Bir şairin sabrına dillenmekle ne kaybeder gün?...
İçimde şehirler ölüyor bir bir evet,
ayak basmadıklarım da dahil içimde teker teker...
Yollar aşınıyor, limanlar ufukta bir çizgi,
gemi sarsılıyor her fırtınada
ve daha yaşlı ve daha yorgun...
Sonra bir şehre ayak basıyorum yeniden, hep yeniden...
Kalbim isyanına sus veriyor, gözlerim gözlerinden hareketle
bir dağın yamaçlarından bakıyor şehre
kâh uçan bir kuş nefesi, kâh ılık bir meltem sesin
yemin etsem bozulmaz düşün serencamı
emanet gözlerin gözlerime ve sesin
kulaklarımda aşkı heceliyor.
Ve kalbim hasretine sızan bir misafir, şehrinde
bilmiyorsun
ah yüreğindeki öfke ne kör
gelsen bozulacak düş,
gözlerin kaçıracak kendini gözlerimden
şehir firak diyecek, bütün aşina yüzler silinecek
hikayemizden
Akşam oysa ve yol bahçendeki yalnız ağacın gölgesi
geçip gidiyorum kıyısından sessizce
işte ayak izin, işte bir ömürlük kırgınlık
biriktirdiğin
işte ben, giderken
sesin ve gözlerinden dökülen tek hecenin
kaydını düşmeyen yolcu,
başka nereden gelirim?...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder