21 Haziran 2015 Pazar

Ellerinden, Ellerinden Öpüyorum...


Bugün senin gününmüş, öyle diyor janjanlı pırıltısı dünyanın.
Bugün sen bütün unutuşların gölgesinde ve bütün yalnızlıkların ertesinde çırılçıplak bir yokluksun.
Bugün, ellerini öpmeye duruyor bahçemizdeki güller, uzaklıksın.

Yine ben doğarken sen gitmeye kalkıyorsun, bugün tutun madem vedanın ellerinden, yarına kalsın matem, diyorum, gülüyorsun. Oysa sadakatle durdurdu kendini köstekli saatin, son ânın büyüsünü bozmamak için. O gün bugündür ben de sözümde durmuyorum ve kurmuyorum saatini. 8:15'dir artık bütün vedaların vakti...




Lâlim ben, bütün "yok"ların ruhunu hediyelere boğmak için bekliyorum gün doğsun, bekliyorum bir çocuk ellerinden tutsun sevgilisinin, bekliyorum bir kadın sessizce selamlasın sabah ezanında uzaktaki seni. Her rüyaya bir pembe gül yakıştırıyorsun bir yerlere yetişirken. Gitme, diyorum, gitme. Bak neler oldu sen giderken, bak.

Ellerimden güller devşiren gözlerini çektiğinden beri serüvenimden, değişti her şey.
Bak, insanlar hoyrat, gülüşüme asılıp duruyorlar, hüznüm sensiz, kelimelerim suskunluğuna hasret, omuzunda bir kuş ağlıyor bensiz.
Yoksun...
Janjanlı şölenlerin canı cehenneme...
Canı cehenneme ağıdımdan kahkaha devşiren güllerin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder