24 Mart 2015 Salı

Zamanın İçinden

Kapımdan geçmeyi kendine iş edinen Eskici'ye gelsin... Sende bu dirayet olduğu sürece korkarım sen efsane ben tarih olacağız. Ben kaydını düşeceğim her "İ"si uzatılan nîdanın, sen inadına devam edeceksin sabahımı zehir etmeye...

  "Dost değil, dost değil, dost görünür feleğim"



-Uzun zamandır ilk defa bir yıldıza eşlik ettim kayarken... O tek saniyenin içine bir şiiri sığdırabilecek kadar şair olsaydım dedim içimden... Tek bir dize olsaydı ve kayıp gitseydi o yıldızın peşinden, yine de kederlenir miydim böyle ben?

-Bazen olur değil mi? Bazen başladığı yere döner insan, yeniden kılınır zaman ve içinden geçersin zamanın... 
"Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi 
 taşınacak suyu göster,kırılacak odunu 
 kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde 
 bileyim hangi suyun şakasıyım ya rabbelalemin 
 tütmesi gereken ocak nerde?"

-Ne zaman rakamlar üzerinden değil de HİKAYELER üzerinden konuşmayı ve tartışmayı öğrenebilirsek, işte o zaman kurduğumuz cümleler ve anlama çabalarımız bizi yeniden insan yapacak.
Diyarbakır'da kaldığım yıllarda öğrendim ilk, bir değil binlerce hikayenin sevimsiz rakamlara hapsedilişindeki zalimliği... Çocukları yitip gitmiş annelerin gözlerindeki çaresizliği... Köyü hayvanları yakılmış, sürgün yemiş Adam'ların yüreğindeki hıncı... Ya çocuklar?... Canı cehenneme rakamların, onlara ulanan insanlığımızın... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder