26 Mart 2015 Perşembe

Son yazın izleri

-"Var mı bilen, başıma seni saranlar arasında adını" Sanmam. Bilselerdi bir "mim" kondururlardı adının yamacına.

-İnadına akıp gidenin uzağına düşürüyorum kelimelerimi, bir hayli oportünistim farkındayım. Karşı kıyıdayım ve "üçüncü şahsın şiiri"nden çalınmış bakışlarım. Dilimin tersine denk geliyor da sığmıyor bir cümleye, sığdıramıyorum herkes gibi olanı biteni tuvalime. Şaka gibi, biliyorum şaka gibi. Artık dün çok yeni, nisyanı kabil değil. Bugün dünün inkârı, izahı uzun hikaye. Kralı "eleştirilemez" kılanların durumu vahim. Kral çıplak dese vurun "vurun kahpeye" tamam. İyi de fakirin cümlesi naif, sadakati hala yerinde: "Efendim! Bugün pek bir uygunsuz renkler seçmişsiniz, bilginize..."

-Sevgilim! Sabah erken indi gönlüme, sen de... Yaz günleri geliyor, son yazın izleri var hala gönül hanemde. Gün güzel doğmuş, çok güzel... Fırıncı çırağı Kerem yine ışıl ışıl gülümsüyor, bu da güzel... Telaşla o küçük elleri ekmeğe uzanıyor, özenle sarıyor sayısını zaten bildiği pideleri en temiz kağıda ve tutuşturuyor ellerime. "Bir gün de ilk günaydını sen söyle be keremim" diyorum, gülüşüyoruz. Genzinden ameliyat olacak Nisan'da, konuşmakta güçlük çekiyor. Ajandamın ilk sırasında Kerem'in ameliyatı. Arkadaşlar aranacak, doktor araştırılacak, Kerem emin ellere emanet edilecek. Sonra da gizlice harçlığını tutuştururken ellerine bana en güzel sesiyle "günaydın" diyecek. Hem daha Aslı ile randevusu var, nereye?...

-Belki de "ellerini çekip hüzünden beni sevmeli"

-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder