Ben ruhumdaki gedikleri aramaktan yorgunum; çıkmayın karşıma öyle olur olmaz, sonra deliriyorum. Sonra delirdiğime deliriyorum, dön baba dön, yoruluyorum nihayet. Kuluyum ben; gayrısı mayınlı tarla, dikenli çalı, kör döğüşü...
11 Ekim 2025 Cumartesi
3 Ağustos 2025 Pazar
Ne Bil, Ne Yanıl!
Bildim, dedikçe daha da yanıldığımız bir dünya bu dostum, tesellimiz nisyanımız. Amansız bir yolculuk bu, zirvelere doğru tırmandıkça içimizi ürperten serinliği 'hayr' görüyoruz. Oysa orada fildişi kuleler var; aymazlığımızı derinleştirecek, hiçliğimize zeval getirecek, karartacak içimizin ekranını. Biz oyalandıkça rehavetin koynunda, bahaneler yıkıyor bedleri, hızlanıyoruz. Şu köşe kaldı onu da döndüğümüz vakit, aşikâr olacak tüm sır, ha gayret birkaç adım… Yaklaştık zannı ‘evreka’ çığlıklarına karışıyor; karıştırıyoruz burasında akla karayı. Havada pus, kalpte huzursuz bir çocuğun gözleri yuvalarından fırlıyor, bedende mahpus.
29 Temmuz 2025 Salı
'Mızrak'ı Gölgesinde Saklayan
28 Temmuz 2025 Pazartesi
24 Temmuz 2025 Perşembe
Bize Daha Ne Lâzım?
Bozulmuş buraları
Bir durup bakmak lazım
Belli, haklı olmak uğruna
Unuttuk manaları
Bize bi' doğrucu lazım"
23 Temmuz 2025 Çarşamba
21 Temmuz 2025 Pazartesi
İhtiyaç
19 Temmuz 2025 Cumartesi
Bir Cinnet Her Şeyi Halleder, Yani Bazen
Yine anestezik bir hâl içerisinde geçirdiğim günlerden biri. Güne başlarken sinyallerini verdi aslında hoşnutsuz bir kalp sıkışıklığı, aldırma be gülüm moduna sığındım, çıktım evden. Biliyordun oysa, uzun ve yorucu bir gün olacak; sohbetlerin tadı buruk, gündemin dili şişmiş zaten ne dediğini anlamak mümkün değil. Hay bin kunduz! Senin bu iç sesine 'rağmen'liğin var ya, ne geldiyse başına bundan.
18 Temmuz 2025 Cuma
"Ya şimdi Necisin?"
30 Nisan 2025 Çarşamba
'Bulmak' Esas Olmasa...
28 Nisan 2025 Pazartesi
Kör Noktalarımız 2
Bir münzevînin en büyük bahtsızlığı zihnini susturma konforuna sahip olamayışıdır herhalde. Bazen kesintisiz ve yoğun bir şekilde aynı konuda söyleşiyorum kendimle. Bazen konuk oyuncular da katılıyor bu sohbete tek tük. Zira adı üstünde inziva, kolay kolay yanaştırmıyorsun kıyılarına insan kişisini ki bu aralar başım hoş değil zaten kendileriyle. Yalnız kendime yakıştırdığım bu afili kavramın hakkını ne kadar verebiliyorum, o da meçhul. Velhasıl, köşesine çekilmiş bir Nur evet makûl ve fakat zihninin köşelerinde at koşturan meseleler hiç susmuyor. Kimi zaman daldan dala konuveriyor düşünceler, yoruyor da haliyle. Gündem malûm, gayya kuyusundan seçmece. Birini sustursam peşi sıra bir başka absürtlük yakalıyor yakamı. Vallahi hiç bir cinnet bu kadar yakışmamıştı bir çağa diyorum, yahu yönümü nereye dönsem lâ hâvle çekmekten yoruldum. Her neyse, konumuz bu değil.


