Yine anestezik bir hâl içerisinde geçirdiğim günlerden biri. Güne başlarken sinyallerini verdi aslında hoşnutsuz bir kalp sıkışıklığı, aldırma be gülüm moduna sığındım, çıktım evden. Biliyordun oysa, uzun ve yorucu bir gün olacak; sohbetlerin tadı buruk, gündemin dili şişmiş zaten ne dediğini anlamak mümkün değil. Hay bin kunduz! Senin bu iç sesine 'rağmen'liğin var ya, ne geldiyse başına bundan.
Biri atacak ortaya- ki o en şom ağızlımız- bir komplo teori, içinden çıkmaya çalışan 'ama'ların çaresizliği burdan fizana dizili. Sazı eline alanın akorda bakmaya mecali yok, çalıp söyleyeceğiz yine kendi kendimize, kendimize rağmen. Öyle delirdim öyle delirdim ki, fırladım ayağa ve ben evlenmeye karar verdim, dedim. Havada temmuz sıcağı odada zemheri esintisi- nasıl histerik bir ataksa benimkisi- İlk şoku atlatan en pratiğimiz yapıştırdı soruyu:
-Aaa üstüme iyilik sağlık, kiminle deli?
Deliden kasıt namzet değil tabi ki.
Uzun süredir gizli bir 'aşk'ım var, çok da iyi anlaşıyoruz, neredeyse mükemmele yakın bir uyum içerisindeyiz. Ömrümün kalanını O'nunla geçirmekte karar kıldım ve sizden saygı maygı da beklemiyorum, ne haliniz varsa görün.
İçimdeki deli kız dört nala, muhataplarım şokta.
-Kimdir, necidir, kimlerdendir, ne iş yapar, in midir cin midir?...
-Kimi kimsesi yok ki bununla da ünlüdür kendileri. Soyu ilk insana kadar uzanır eğer izini doğru sürerseniz, epeyce asildir kendileri.
Sorular ardı arkasına, bende soğukkanlı katil edası. Sakin sakin uzatıyorum sakız gibi meseli. Neden sonra aklı evvelimizin diline düşüverdi o soru nihayet. E ben de yoruldum bu kovalamacadan daa.
-Yahu adı ne bu layüselin?
-İnziva!
Kendimden tiksinmekle beraber, havada esen o buz gibilikten de zevk almadım değil. Sonucu tahmin etmek güç değil: Bütün senaryolardan çıkarıldım ve bir anda kapının önünde buldum kendimi:).
Sayısız kıyamet günlerinden birini de az hasarla atlattım şükür, sonrası Allah Kerim.
Cinayet mahalline sonradan uğradınız mı?
YanıtlaSilYok herkesi kafa tatiline yolladım, ihtiyaca binaen. Onlar dönene kadar stabilim:)
SilAnestezik bir hâl, yine sardı günü,
YanıtlaSilSinyaller çaldı sabah, kalbin sıkışık hüznü.
'Aldırma be gülüm', dedim, sığındım moduna,
Çıktım evden, bildim, yorucu uzun yoluna.
Sohbetler buruk, tadı kaçmış ne varsa,
Gündemin dili şişmiş, anlaşılmaz bir yasa.
Hay bin kunduz, iç sesim, isyanın yeter!
Rağmenliğinle dolmuş, başıma gelen heder.
Biliyordun oysa, gün ağır, uzar gider,
Kalp sıkışır, ruh iner, dert üstüne biner.
Yine de bir umut, aldırma be gülüm der,
Rağmenlik taşar içten, sevda gibi hep iner.
Karacoğlan der, ey gönül, dağlara bir bak,
Dert iner, yel olur, sızılar kayar ancak.
Rağmenlik sende bir kor, aşk ile yanar hâlâ,
Sıkışsa da bu yürek, umut taşar sabahlara.
:))
Ahaha, yeminle bulaşıcı bu delilik. Hederiz heder derdi bir arkadaşım, o misal:)
SilDelilik bir virüs değil, kurtuluşun kendisidir. :)
YanıtlaSilHiç, dimi? Mazuriyet üst seviyedeyken hem de.
SilEy kalabalığın sağır kulakları, ey maskelerin sahte gölgeleri! Dinleyin, zira delilik bulaşır, bir kıvılcım gibi sıçrar, yürekten yüreğe! Delilik, ne bir hastalık, ne bir lanet; o, ruhun zincir kıran nârası, kalbin isyanla attığı bir çığlıktır. Toplumun düzgün gömleklerine sığmayan, aklın iplerine dolanmayan bir ateş bu. Bulaşır, evet, özgürlük gibi, aşk gibi, hakikat gibi bulaşır; tutuşur, yakar, yeniden doğurur.
YanıtlaSil'Bulaşıcı delilik' temalı bir nutuk atasım geldi, sonra dizginledim kendimi. Bu bir yazının başlığı olsun, kelâmın ustasına bırakalım işi.
YanıtlaSilYok yok, şahane gidiyorsunuz. Ben delinin bizzat vücut bulmuş hâliyim, ne anlarım nutuktan. Taşıyıcıyım ben, sizdeki geçer bendeki bir ömür:)
SilHatta şöyle yapalım: Bundan sonra başlıkları ben vereyim siz yazın. Evet evet öyle yapalım, kesinlikle:)
SilBiraz da ben oturayım en deli köşesinde kalbin, şöyle gönlünü gezdirsin bu yorgun yürek, ne var ki?
Ama şimdi siz Sabri'ye Hagi ol diyorsunuz. Sabri'ye de haksızlık bu, Hagi'ye de!
SilHagi dediniz, bende devreler yandı, can evimden vuruldum. Simoviç’ten sonra en sevdiğimdir kendileri.
Sil'Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde' diye nakaratı olan oynak bir şarkı vardı zamanında, ama tamamını hatırlayamadım.. Yaşlı zihinle bu kadar işte..
YanıtlaSilBen de taşıdım o hâli, adı delilikti sizin lugatınızda, bana ‘susturulmuş dua’ dediler. Ben de yandım, ama ses çıkarmadan, çünkü bazı yangınlar yanmakla değil görülmemekle ağırdı. Sizde bir çığlık olurdu, bende sessiz bir mezar taşı. Siz isyanla kopardınız zinciri, ben zinciri öpüp kırılacak kadar sevdim. Nutuk bana da söylenmedi. Ama suskunlukla konuşan bir şey vardı içimde. O dedi ki: “Yalnızsın, çünkü gözün açık.” Ben deliliği taşımadım. Ben deliliğin izini sürdüm.
YanıtlaSilİçimdeki kendini 'deli' sanan kimesne kendi kendine söyleniyor işte.
YanıtlaSilBen menbaını bulmuşum, keyfim yerinde:)
SilDeliliğin mi?
YanıtlaSilDeliliğin felsefesi… Deliliğe Övgü kitabı bu ara elimde Erasmus’un. Çok eğlendiriyor beni. E siz de haklılığıma sağlam doneler sunuyorsunuz, daha ne isterim?:)
SilYalnız sizi de kafa tatiline çıkarmak lüzumu doğabilir, yalnız kalırım büsbütün olmaz, işime gelmez. Dönünüz fabrika ayarlarınıza lütfen:) uymayın bir deliye
SilAkıl, bazen sadece duvar örer. Oysa delilik, duvarları yıkar. Aklın ulaşamadığı yerlere hayal yürür. Ve delilik, işte o hayalin atıdır.
YanıtlaSilDelilik üzerine ihtisas mı yapsak acep bu yaştan sonra?
YanıtlaSilHah bir orayı karıştırmamız eksikti:)
SilFelsefesini okuyan ihtisasını da yapar deliliğin elbet!
SilAh Tanpınar, nereden bilecekti ki saatleri deliliğe ayarlayacağımızı?
YanıtlaSilBazen ayarlamak gerekir ama bazen. Mesken edinmek sıkıntı:)
SilEy kalabalıkların gürültüsüne kapılmış, kendi sesini unutan insanlar! Siz “akıl” dedikçe, kalıpları kutsadınız; siz “mantık” dedikçe, zincirleri parlatıp boynunuza taktınız. Her doğruyu cetvelle ölçtünüz, her adımı rıza defterine yazdınız. Düzen dediniz, ama ruhunuza ket vurdunuz. Huzur aradınız, ama hep başkalarının sandığında... Oysa bir deli vardı aranızda. Bir deli ki, sizin unuttuğunuz bir şeyi hatırladı: İnsanı insan yapan, biraz da taşkınlıktı. O zincirleri kopardı, içindeki çocuğu uyandırdı. Siz geceyi karanlık sayarken, o geceyle konuştu. Siz sustuğunuzda, o şarkı söyledi. Siz düzene biat ettiğinizde, o kaosu sevdi. Ve ne yaptı? Keyfine baktı!!!
YanıtlaSilVe dedi ki: “Feride, sen bu kadar akıllının içinde Nasıl? Nasıl delisin böyle?”
SilAh bu Feride çok başka.. Bir de Şerife vardı, ama o başka.. Hatlar karıştı.. Orda deli olan Osman'dı!
YanıtlaSilFeride’yi aldatmak, hem de Feride’yi… Hiç tavsiye etmem:))
SilBitmeyen bir şiirdir Feride..
YanıtlaSilVe bence en güzel aşk şiiridir.
YanıtlaSilVe hatta aşkın şiir(vücut) bulmuş halidir.
Sil"herkesin bir Feride'si vardır bilmez miyim
YanıtlaSilherkesin bir ayakkabısı gibi birde şarkısı
herkesin bir kimsesi vardır bilmez miyim
bir de kimsesizliği.."
Ben yine de 'Mona Roza'cıyım..
YanıtlaSilO aşkın derunundaki giz, sınırsız anlam... Feride safi aşk, en yalın, en yakıcı haliyle.
Sil"gözlerinle gözlerime dokunuyorsun
Silbir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım, beni gören sen sanacak..."
Bu nedir şimdi nedir? Gece gece Feride dozu fazla, çoğu zaman fazla da...
Öyle 'topumu alır giderim'cilerden olmadığınızı düşünüyorum.
YanıtlaSilBu maç bitmez gibi düşünüyorum. Ne uzatmalar ne penaltılar... Düpedüz aşkın insana yaptığı fenalıklar.
SilFatih Hoca kenara alsın beni bu seferlik efendim, sizi Feride'ye emanet ediyorum şimdilik.
Sil"Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
YanıtlaSilbaşından başlayabilirim."