29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ne Kaldı Geriye?...

Cılız bir ses, gecenin içinden geçerek huzursuz bir iç çekişe teslim ediyor kendini. Nedensiz oluyor bazen; gün nedensiz bir ağıt gibi yükseldikçe başa sarmak istiyor canım. En başa, hiç bir şeyin farkında olmadığım o küçük cılız kıza.

"Sen Yusuf'tun hep, biz seni kuyunun dibine yakıştıran büyüklerdik" diyor abim gülerek, babamın bana olan aşkından dem vururken. "Bizim hiç bisikletimiz olmadı, doğru dürüst topumuz bile. Senin ise biri eskise yeri doldurulurdu hemen. Nasıl medet ummayaydık kuyudan?:)" Doğruydu... Alabildiğine şımartılan tekne kazıntısıydım ben, sanırım son bir ödül gibi görmüştü babam beni. Afacan abilerim küçücük bisikletimin tepesinde zalimlik yaptıkça kulaklarını avuçladı, toplarımı patlatmak için yarış ettiklerinde bana yenisini aldı ama onları da haşladı bir güzel. Yine de sevdiler beni, her geçen zamanda daha da fazla. Hep sevdik birbirimizi, geri kalan her şeyin yalan olduğunun farkında olarak...

21 Temmuz 2013 Pazar

Cümle Cümle Üstüne

-Bir cümle kuruyorum, olmadı deyip sil baştan diziyorum kelimeleri yan yana. Hadi bir tombala torbasından çekilmiş gibi karşılasın beni kelimelerim, şaşırtsın torbayı karıştıran eli...
Yok olmuyor işte, sürprizi kalmıyor bir sonraki hecenin...

-Dağınıklığa alıştım ya hani, kim toplayacak iki yakamı da uzun bir tiradın hevesini düşürecek yüreğime? Hiç...

14 Temmuz 2013 Pazar

Gelişigüzel

-"Ey Sevgili! Aşkımı bana bağışla" diye seslenen umutsuz Şair! Bağışlanacak aşkın dizginlerini sal gitsin, nasılsa yâr olmayacak sana...

- Duvarlarım gitgide kalınlaşıyor, çizgilerimde... Benim gibi düşünmeyenlere tahammülüm var  ama dillerinde zehirli bir okla serseri mayın gibi gezinenlere hayır... Biriktirdikleri öfkelerini kusursuz bir kinle harmanlayıp ilişkilerin hafızasını iğdiş eden bir kararlılıkla gelişigüzel kusanlara da...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Bir Hüzzam Şarkı


Bir hüzzam şarkı, bir sözsüz mektup, bir bilmece henüz sırrı çözülmemiş...
İşte başlarken ve biterken düşürdüklerim ve heybemde kalanlar...
İşte o çocuk yine, kendini tahta bir kapının ardına gizlemiş, hayallerini...
İşin içine çocukluk girince gözlerim kısılıyor, yağmur rahmeti ruhumun kuraklığına...

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Yok mudur?

Yüzünden düşen bin parça...
Bilmiyorum artık, dağılanı toplamak için bu saçma sapan çaba niye?
Buradan bakıyorum; yalnız bir gölge, gölgesinde kalabalık vehmeden bir gölge...
Kendimden çıkıyorum, oysa son durakta bekleyen kendimim yine...

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Bazen Ramazan

-Dünyanın tepesinde fırıldak gibi dönen şu gündem, çapından büyük kelimeler türetmese artık. Topluca sussak mı şöyle bayrama kadar?

-Yaz ramazanları başlığı altında uzadıkça uzadı pazar sohbetleri... Azimliydim, kararlıydım, yemek davetlerinden kaytaranları bir bir kınama panosuna astım. En son biri (en büyüğümüz yine, yazık)yeter ki yakamızdan düş "her gün gel" babında bir söylem geliştirdi, eylemim işe yaradı şükür, kârlı çıktım.