Eski, hatırlanamayacak kadar geçmişti gözleri... Ne zaman bir şiirin dehlizlerine dalsam hep o ilk ânın göz alıcı kelimeleriyle karşılıyor beni. Yanılgı...
Yanılgı, şairlerin tutkularına dizgin, ukdelerine ağıt gibi...
Yanılgı, kırılmış cam parçacıklarının şiirin etine umarsız batışı...
Yanılgı, gözleri fettan bir gülüşten yeni dönmüş sabah güneşi...
Yanılgı, kahreden bir el çırpış, bir büyüden havaya yayılan ağırlık...
Yanılgı; kuru bir yaprağın kendini rüzgâra bırakışı...
Yanılgı; şiirin sesi, nefesi...
İşte tüm bunların üstüne düşüyor o asma köprüden belirsizliğe kelimeler.
Belki de havada asılı kalan onlar değil,
aynadaki sûretimiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder