Yeni Dünya Düzeni

Gözle görülmeyen bir etken gözle görülür bir değişimin düğmesine bastı. Henüz hayatta kalmakla uğraşıyorken farkında olmadığımız ama puslu hava dağıldıktan sonra ortaya çıkacak bir devrim bu, hem de insan elinin değmediği bir devrim. Dünya, insanı hasta eden virüs sayesinde kendini onarmaya başladı bile. Hava kirliliği büyük ölçüde azaldı, sınıflar arası fark sıfırlandı, dokunulmazlık zırhı doğal seleksiyonla ortadan kalktı, ihtiyaç listeleri boyut değiştirdi, birlikte yaşamanın dinamikleri mecburi bir revizyona uğradı, global dünyanın sırr’ı döküldü ve neon ışıkları söndüğünde küçülen dünya insanlığa dar geldi vs. vs.


Bir mahşer provası bu; kuşkusuz bir mahşer provası, kusursuz bir turnosol...
Dünyanın gidişatına bakıp da hayıflanan zihnimiz,  farkındalıkları sivrilmiş en ‘insan’ olanımız bile bu provanın doğal afetler, gürültülü depremlerle geleceğini öngörüyordu. Yine yanıldı insan ve yine Yaradan’ın ‘B’ planı karşısında aciz kaldı.

Şimdi bütün öngörülerimiz çöp, tüm farkındalıklarımız anlamdan düştü. Bir tek ‘Mutlak’ olanın senaryosu devrede ve insanlık bu senaryonun hangi tarafında yer alacağının imtihanında aslında.
Güneşin batıdan doğmasını beklerken biz, Sur’un sesine ayarlamışken kulaklarımızı ummadığımız bir turnosolun ayırıcı noktasında kalakaldık. Ne yapacağımızı neye ne kadar inandığımız belirleyecek.

‘Bu da geçecek’ elbette, prova bu neticede bir kıyamet etmeyecek. Mesele, geçtikten sonra nisyanımızın bizi bıraktığı noktaya mı döneceğiz ya da kaldırıp kafamızı ‘göklerden gelen karar’a mı odaklanacağız? Ama bu defa ‘miş’ gibi yapmadan...

Peki dünya? Kabuğuna çekilip çılgınlığına ‘es’ mi verecek ya da kaldığı yerden kesmeye devam mı edecek bindiği dalı? Göreceğiz. Sadece bakmakla yetinmezsek apaçık göreceğiz sonrasını. Provayı geçip ‘Sahne’ dendiğinde her şey, tüm kaos nihayet bitecek ve yanımıza ‘kâr’ kalan apaçık okunacak defterimizde. Çeteleler çok daha yoğun tutuluyor bu günlerde, FARKINDA MIYIZ?!...