-"Durma dağıt kuşkunu, bana aldırma
Gizlice boğazlarım bir kuytuda göçerliğimi"
-Neşet baba gelsin ve göçerliğim şiirine mühür olsun, sakınma kendini...
-Şairin fanusu kendine doğru bir savaşta. Dizleri üstüne çökmüş yalvarıyor:"Ne olur gör beni, gör. Çığlıklarım kulaklarında çınlasın, sen sırtını döndükçe kararıyorum bak.Belki bundandır çürümeye yüz tutmuş iddiamın eteklerine yapışmam sıkı sıkıya. Sen yüzünü dönsen, şiirimin bütün ip uçları gevşeyecek ve tamamlanacak hikayem."
Şair yalvarıyor. Oysa şiirinin bahçesinde uçuşan etekleriyle pervasızca salınan kadın biliyor, biliyor Şair tamamlamak istiyor, tamamlanmak değil. İçinden her gün yüz defa tekrarladığı şey şairin fanusundan yayılan haleye siperdir halbuki:"Şairler yalancıdır" Yalancıdır, yalancı, yalan... Bu hikaye tamamlanır mı? Yazmıyor bunu hikayeciler. Fakat perde açılır bir gün ve her "sahne" kendi sesini çoğaltır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder