12 Aralık 2024 Perşembe

Besten hangisi?


 Mütemadiyen uğramaya ahdedeceğimiz "Göğe bakma durakları" edinelim kendimize. Duralım, ama harbiden duralım. Tutup yakasından çıkaralım o sabıkalı nefesi, salıverelim havaya, başı bulutlara ersin. 

Yaş aldığımız onca yılın hangi köşesinde unuttuk o düşü, nasıl bir vaz geçişin darağacında vurmuş mührünü zamana? nasıl kırılmış gönül kasesi ki bırakmış biriktirmeyi coşkuyu, neşeyi.? hangi sebebi halketmiş Yaradan ki, yitirmişiz ilk gönül yangısını? 

Hasret türkülerimizin boynu bükük kalmış bak; küskünlüğü birikmiş de birikmiş, susturmuş içimizin ahengini. Ah o şiirler; bir köşeye atılmış defter sayfaları arasında nasıl da lâl dizelere yaslanmış, alışmış gözleri karanlığa, bir daha yazılamamış hiç biri. O şiirlere ilk gençlik heyecanlarımızı emanet etmiştik de, göğsünde saklamıştı sırrımızı, sadâkat nedir ilk o zaman bilmiştik. İhanet bizim hanemize yazılmamışken daha, daha bu kadar ıramamışken yollar ve hatırlanmak için yeterince birikmemişken anılar...

'Hepimiz ömrümüzle birer beste yapmaktayız' diyor Hafız. Bir beste olsaydı ömrüm hangi makama meylederdi gönlü, bunu düşünüyorum şimdi. Şarkılardan tefeül tutuyorum, Hicaz'dan Yalancı Yarim çıkıyor bahtıma. Emel Sayın ruhuma üflüyor ince ince, ürperiyorum.

"Güvenme sevdiğim güzelliğine, intizarım tutar, kıyamıyorum." Yüreğimi kanatıyor incelikler, şarkı dönüyor, ben yitiyorum. Sonra Zeki Müren oturuyor tahtına, kıyılıyorum iyiden iyiye; Elbet bir gün buluşacağız, diyor, diyor da ben O'nu batan güne yakıştırıyorum en çok. Kızıla dönüyor göğümde bulutlar, kızıla çalıyor içimin denizleri. Gönül yaşlanmazmış ya hani, ispatıdır akşam çökerken ve şarkılar açık ederken ucu yakılmış nâmeleri. Düpedüz işgâl ediliyor ruhum, ilk vurgun ve son yanılgı çıkmazında. 

Bir Sevgili mektubundan ilk cümle karşılıyor geceyi, azad ediyorum dizeleri. Şimdi o duraktayım, göğe bakıyorum, kalabalık içim. Sokaklara vuralım kendimizi, hadi, başımıza gelen başımızdan geçmişlerden başka ne ki?... 

4 yorum:

  1. 'Sevgili' büyük harfle başlıyor, hem de mektup yazanından.. O kadar merak uyandırıyor ki ilk cümlesi, dizeler azad edilmiş ardından baksanıza.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Senin dupduru bir nehir gibi içime akan mektupların karşısında kalemim utanıyor sığ kelimelerimi yamacına yanaştırmaktan."
      Dizeler Leylâ Mektupları'nın fener alayıdır. Bu yüzden şairlere borcumuz büyük, âhımız daha da... Onlar olmasa ayrılık türküleri bu kadar yakmayacak canımızı, böyle sağlam yakalamayacak uçurum sevdası.

      Sil
  2. "Elbet bir gün buluşacağız,
    Bu böyle yarım kalmayacak
    İkimizinde saçları ak,
    Öyle durup bakışacağız…"
    ile
    "Yalancı, yalancı, yalancı yarim
    Sevmiş bulundum seni, sevmez olaydım
    Yalancı, yalancı, yalancı yarim
    Sevmiş bulundum seni, sevmez olaydım"

    Ne kadar da bir kutuptan diğer kutuba salınan bir çelişki, değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkılar aşkların kronolojisini tutuyor adeta. Başlarken Babil'in asma bahçelerinde salınan kabına sığmaz Leylâ, sadâkat yeminine ortak ediyor 'elbet bir gün' nidalarını. Sonra düşüveriyor birdenbire zirveden; yalanın ve ihanetin bozguna uğrattığı düş evinden kovulurken kulaklarında çınlayan şarkının yankısı sarıyor gökyüzünü, intizar...

      Sil