3 Kasım 2015 Salı

Boz Andını

-Günü bölüştürebilirsin, adımlarından söküp atabilirsin gölgesini, akrebin başını döndürür kurarsın saatlerini olmadığı zamanlara belki. Hani bir telefon sesi dağıtır düşüncelerini, havadan sudan sebepler söndürüverir içindeki ateşi. Bulunur belki kalabalık bir şehirde uğultular arasında "Ses"ini boğmanın bir çaresi. Ya rüyalar sevgili, ya rüyalar? Yoktur kaçabileceğin bir köşesi, külünden doğan bir özlem ve güne O'nunla uyanmak gibisi... Hadi şimdi sen düşün; bugün hangi köşesi kuytudur dünyanın ve aklının çeperine sığar mı hiç bir malayani?


-Eteklerine tutunduğun ve "Dön yüzünü" yalvarışlarına pervasızca dudak büken Kadın! Çok anlamlı değil aslında O'nun üstüne uzun uzun analiz yapmak, geçiyorum. Aslolan ne biliyor musun? Dünyanın en eski ve de en pörsümüş bilgisi ele veriyor halini. Ah Şair, başını döndürmeye and içtiğin senin yalanına kani olmayandır. Sen kendinle aldattıkça bütün özneleri şiirinin kendini boşluğa bırakacak ve yeniden yanılıp yeniden yazacaksın bu bozuk düzeni. Mimarı da sensin, dağıtanı da bir çırpıda. Sensin.
"Biliyorum sana giden yollar kapalı 
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni"

-Bu seçim tuhaf geçti aslında. Uzun ve bıktırıcı tartışmaların olduğu aile meclisleri toplanmadı, toplansa da bu konu konuşulmamaya özen gösterildi. Sanırım ülkenin yorgunluğu çökmüştü ruhlarımıza, kimse yekdiğerinin kalbini daha da örselemek istemedi belki. Anamın elindeki tesbihin taneleri aşındı, dilindeki duaların haddi hesabı kalmadı evet, en istikrarlı seçmen oydu aramızda. Babamın vefatından beri bir tek adama inandı ve o adamı ölümüne sevdi. Sonunda herkes mührünü vurmasa da ana kucağına sığınıp susmayı evla gördü, hak vermese de boyun eğmeyi değişmedi hiç bir şeye. Ana yüreği yine galebe çaldı isyan isyan kabaran damarlarımızı, sükûnetin kucağında kazasız belasız bir hengame daha atlatıldı böylece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder