29 Eylül 2015 Salı

Bezma Evînê

                                                       Mardin yolculuğumu büyülü kılan...


Memleketimde Bayram


Bayram memleket hasretine yenik düştü, yola çıktım ve düşürdüm yeniden kalbimi taşın bağrına. Taş söyledi, ben inledim. Hüzün dedi, hüzün benim üstüme giyindiğim örtümdür, bu toprakların kaderi kederime eş, şiirime perdedir. O söyledi ben dinledim, ben usulca kulağına eğildim ve sıtmaya tutulmuş bir aşk hikayesini işledim damarlarına. Bu dedim, seninle ortaklığımızdır, akdimizdir, sarsılmaz dostluğumuzun nişanesidir. Bu hikayeyi sakla bağrında, kutsal emanetindir. Aldı, kabul etti ve bana Mem u Zin'in kederini bağışladı. 

20 Eylül 2015 Pazar

Göğsümün Yası

-Pazarın ruhunda bir serkeşlik var, telaşesinde bile bir dağınıklık... Gündemin dipsiz kuyusunda kör bakan nice insanı bir pazar günü uyutmak ve her şeyin bittiği o güne uyandırmak istiyorum. Delice bir hâl üzerimde, seramik tavamın dibine yapışan şillikle kavgam zahiri. "Yine eşyalarla kavgaya tutuşmuşsun" diyen hümanist ablamın ve O'nun insanı geçiştirmekte mahir avukat oğlunun tahriklerine kapılmak bile gelmiyor içimden. Gülümsüyor ve savuşturuyorum. Hadi diyorum hadi, oturun kahvaltıya ve beni ateşimle başbaşa bırakın. Nihayet ruhum birazcık sükûn buluyor ve elbet tavamdaki şillik de dize geliyor sonunda. Cıvık, diyorum içimden, ateşi bulunca nasıl da kabarıyor için. Kime benzetiyorum? Bilemiyorum. Ablam dağdaki kızın türküsünü açıyor telefonundan, usulca iliştiriyor yamacıma. "Sevdiği oğlana söylüyor şarkısını ve vurulmaya gidiyor." diyor ve hışımla dönüşüme aldırmadan çayını karıştırıyor." Ulan iyi de, beni niye vuruyor ardı sıra?" Şillik mi? Evet son damlasına kadar bana teslim, ben kim bilir hangi kuytuda?...

15 Eylül 2015 Salı

Eylül'ün rüyası

Eylül! Kapısında bekleşen sır taneciklerine hoyratlığı ezberleten zalim. Şairlerin en büyük yalanıdır bu, hazanın naif iç çekişleri arasında havaya saldıkları dizeler düzmece dostum. Bir zamanlar inanırdım; büyülü bir pencereden sokulurdu kışın koynuna güz ve toparlanıp yeniden yola çıkmanın, yol olmanın, yoldan çıkmanın hatta işaret fişeği gibiydi. Hazan derdim, içimden ılık ılık bir şeyler akar, sokakların türküsü hüzne boğulur ama yine de değiştiremezdi yenidenliğimi. Güzel şeyler olacak, derdi içimdeki o haylaz kız, bu defa kış daha bir hazırlıklı üşütecek iliklerini.