6 Mayıs 2011 Cuma

İsmet Özel’e Açık ve Net Mektup



(ilk ve son serzeniş olsun diye,öylesine…)

Bunu bize neden yapıyorsunuz? Aptalca serzenişler deyin, algıda sürüngenlerdensiniz deyin,
çemberin dışında kalan mutsuz çoğunluktansınız deyin...
Ne derseniz deyin ki kalbimde bir köşede yer bulsun kendine aymazlığım. Rahat bir nefes alayım, yok canımlarla dimağımı tokatlamaktan vazgeçeyim nihayet; solayım, kuruyayım, hafızamın çarkını havaya uçurayım, durayım, düşüneyim, eskisi gibi çökeyim olduğum yere. Yeter ki bana Erbain'in dehlizlerinden bir haber uçurun.
Tökezlediğimde elimden tutup acizliğimi öfkeyle yüzüme vuran,
ruhum zayıf düştüğünde her vurgundan,direnmenin asaletiyle sarıp sarmalayan,
 eskimemiş merhabalarla saatleri geriye sayan,
yılmadan aynı hatada durup yeniden zafer naraları attıran,
kudurduğumda sığındığım liman,
durulduğumda kıyısında ağladığım,
dostum,
sırdaşım,
lime lime sayfalarında yaşanmışlığım,
ukdelerimin dibe vurmuşluğu,
tek ayak üstünde yalanlarımın ifşası,
karalanışım,
kirli sevdam,
sevdama uygun bir izdiham,
vurgunun ayarsız kanadında uçuşum,
en çok direncim,umudum,serzenişim...
Erbain...
Sonra "Sende biraz fingirde…"
Sonra...Öyle işte…
Sığmıdır bakışım yıllar sonra içimde kanayan bir yarayı kanırttıkça siz?
Anlamazın biri miyim?-Neticede kadınım işte-
Eksik miyim? Zaman içinde eksilmiş miyim?
Söyleyin
niye acıyor içim
son şiirlerinizi didikledikçe...
Birileri  “o durur sen ona doğru akarsın” dese de...
Onarmıyor hiçbir sözcük yüreğimden alıp götürdüğünüzü.
Hesabını sormaya cesaretim de yok
mecalim de .
Anlaşılır basit bir cümle yeter oysa aklımdaki bütün şiirlere sünger çekmeye.
Bir tek dizenin dizininde cana uçurum olmuşken ben
kararmışken hazır gözlerim biraz da sulu sepken...
Uğursuz bir yitiriş değilse bu akla ziyan şaşkınlığım, yenilerine çarparken kelimelerinizin
yüz geri ediliyorum en kötüsü
Merdiven dayadığım Erbain’den de öteye.
Sahi
Neden?... Neden yapıyorsunuz bunu bize?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder