25 Ekim 2014 Cumartesi

Tül Rengi Suskularımıza

Bütün renklerinden sıyırdın tenimi madem
Kınından çıkardığın gözlerin nerede
Bir isyan bir kalkışma dört bir yanım
Ne zaman sağılır öfke
Nasıl durulurum bu rüzgar, bu elinin tersi
bu senin gel-git aklın
aşkın


saymadım kaç gölge akşama vurdu
yollar tuzak, sen medet tepelerinde heyhat
muradım kalbe sürmekti naşını aşkın
yaş bilmem kaç yaprak sonra tanıdı sesini
sesine vurdu, vuruldu denizimin köhne suları
umarsız kaldım
uzaktı adın, tuzaktı

Bir Bilen’den geliyorum sevgili
Yüzümün ateş kızıllığı bundan
Ne senin gülen gözbebeklerin kadar emin
Ne benim kelimenden taşan yüreğim… derin
Benzemiyor taşın suyu, havanın siyam krallığı
Aklımı yerinden çıkaran ki
Onarmaya mecalsiz hayat kadar bile
 değil


Hiç biri anlatmıyor sıtmaya tutulmuş hikayemizi
Ne sen, ne ben, ne değdiğine gurbet gözlerimiz
Zalimliğimize toprak olsun, suya karışsın
Yâr inlesin ötelerden kırağı
Güneşin yüzü buruşsun
Kar en sıcak yerlerimize yağsın
Sussun dilleri firakın, sana yoldaş olsun
Andım, muradım ve gözlerimi mum etmiş  sevda


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder