29 Temmuz 2025 Salı

'Mızrak'ı Gölgesinde Saklayan


"resmin rehindir gurbetimde
gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin"

Kimliğimi ararken henüz yolun başında, tepeden tırnağa 'aşk' kesilmiş bir romanın hazinesinde buldum seni ilkin. Yıllar ve yıllarca o hazineyi sedef oymalı sandıklarda sakladım; besledim büyüttüm, sarmaladım, aşkla... Bilmedin sen, bunu da hazineme ekledim, yüksünmedim olmayışına. Hiç bu kadar 'var' olmamıştın oysa sen, bir kitabın sayfalarından hayata karışan kelimelerin olmasa. Ah sen hiç olmamalıymışsın demeye çok varmış daha.

24 Temmuz 2025 Perşembe

Bize Daha Ne Lâzım?



"Çaldım, açan yok kapıları
Bozulmuş buraları
Bir durup bakmak lazım
Belli, haklı olmak uğruna
Unuttuk manaları
Bize bi' doğrucu lazım"

Kapılar içerden sürgülü, çelikten zırhlarla kaplamışız yüreklerimizi bile. Göz göze gelmemek için çoğu zaman kaldırmıyoruz başımızı yerden. Zaten modern dünyanın en güzel icatlarından biri, koca koca güneş gözlükleriyle daha kolay kapanıyoruz içimize. Korunduğumuz ne, saklandığımız kim, yüzümüze nurunu saçacak o 'insan' nerede?

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Nerede Bulurum O Kuşları?

 


/Telgrafın telleri hükümsüz de, üzerine konan kuşlar nereye göçtüler?/

21 Temmuz 2025 Pazartesi

İhtiyaç

"Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! "









19 Temmuz 2025 Cumartesi

Bir Cinnet Her Şeyi Halleder, Yani Bazen

 


Yine anestezik bir hâl içerisinde geçirdiğim günlerden biri. Güne başlarken sinyallerini verdi aslında hoşnutsuz bir kalp sıkışıklığı, aldırma be gülüm moduna sığındım, çıktım evden. Biliyordun oysa, uzun ve yorucu bir gün olacak; sohbetlerin tadı buruk, gündemin dili şişmiş zaten ne dediğini anlamak mümkün değil. Hay bin kunduz! Senin bu iç sesine 'rağmen'liğin var ya, ne geldiyse başına bundan. 

18 Temmuz 2025 Cuma

Ey Aşk!




 

“Ey aşk!

Derin bir suya dalar gibi

Evin yolunu arar gibi”

"Ya şimdi Necisin?"

 
Kelimelerle savaşıyoruz, ilk ve en önce kendimizle. Kelimelerden hançerler bileyleyip saplıyoruz kalbine hüzün kuşlarının. Galiba bu yüzden hüznün asaleti uğramıyor semtine Şair’in artık. Kuru, yavan, sırnaşık… Ne varsa şiir gibiliğimize gölge düşüren, ceplerimiz onlarla dolu tıka basa.