-Uzun oldu; tuşların insafına terk etmeyeli belleğimi... Bir kıvılcım, bir onursuz sevda, bir keder, bin sevinç... Hiçbiri yeterince olmadı sen gibi... Sevgili!...
-Yüzümü yokluyorum hâlâ aynalarda; yazmasam da her bir çizgisinde bir hikâye güne kavuşmayı da beklemiyor artık. Sonunda öğrendim; kaydını düşmek paçavraya dönüşen bu yaşlı dünyanın hanesine bir çentiği hak etmiyor, inan hak etmiyor.
-Neşet baba'nın üzerine basa basa haykırdığı ne varsa, işte şuramda bir sancı... Türkü deyip geçme, onların hatrına yüzün özümde bin belâ...
-Yay gibi gergin, buz gibi soğuk gündem... Kısacık molalar dahi verdirmiyor nefese artık. Nefes nefese kaygı, Ah Şirazî, bir damla kanda ne çok acı...
-Ah işte burasında kalp daralda...
'Adam bildi, kadın gülümsedi, ayna ışıldadı.'
YanıtlaSilAdam neyi bildi? Kadın niçin gülümsedi? Aynaları hiç sormayacağım zaten.
YanıtlaSil