"Tanrıcılığa oynayan adam" acının durduracağı olmaya and içmişti. Ölümün kıyısından uçuruma ittiği insanların çetelesini tutmak kimsenin harcı değildi. Kuşkusuz inanıyordu vazifesinin kutsallığına. Yüzündeki derin keder çizgilerinden anlayabiliyordunuz bunu. Belki bir parça merhamet bile duyabilirdiniz bu adama, yönetmenin sizden beklentisi de sanırım buydu.
10 Kasım 2015 Salı
Solace: Merhamet kanla takas edilemez
"Tanrıcılığa oynayan adam" acının durduracağı olmaya and içmişti. Ölümün kıyısından uçuruma ittiği insanların çetelesini tutmak kimsenin harcı değildi. Kuşkusuz inanıyordu vazifesinin kutsallığına. Yüzündeki derin keder çizgilerinden anlayabiliyordunuz bunu. Belki bir parça merhamet bile duyabilirdiniz bu adama, yönetmenin sizden beklentisi de sanırım buydu.
3 Kasım 2015 Salı
Boz Andını
-Günü bölüştürebilirsin, adımlarından söküp atabilirsin gölgesini, akrebin başını döndürür kurarsın saatlerini olmadığı zamanlara belki. Hani bir telefon sesi dağıtır düşüncelerini, havadan sudan sebepler söndürüverir içindeki ateşi. Bulunur belki kalabalık bir şehirde uğultular arasında "Ses"ini boğmanın bir çaresi. Ya rüyalar sevgili, ya rüyalar? Yoktur kaçabileceğin bir köşesi, külünden doğan bir özlem ve güne O'nunla uyanmak gibisi... Hadi şimdi sen düşün; bugün hangi köşesi kuytudur dünyanın ve aklının çeperine sığar mı hiç bir malayani?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)