Desem ki;
kederlenme öyle hemen, söz sükûtun gölgesinde kalır daima, sığınırsın ama sığamazsın.
Desem ki;
şu gül, şu da onun meşhur dikeni... Bırak katlanmayı dikeni uğruna, gülün arazı bedeninden, dikeninden değil...
Desem ki;
yalan, yalnızlıkla imtihan etmez kendini, yenileri olsun ister yamacında, doğurganlığı kader, bil hani...
Desem ki;
unut bildiklerini ve hatırla kendini... Belki yolları kesişir iki doğrunun sen unuttukça gideni ve hatırladıkça neden gittiğini...
Desem ki;
can sana emanettir, hoyratlık yapma! İnanma bu yalana! Can sıkılmadıkça doğrulamazsın bu hayatta.
Desem ki;
zemin kaygan, insan ziyan, kul kayıp... Çözmen gereken denklemin ucu kaçmış, sonunu yakalarsan ne âlâ!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder