30 Nisan 2015 Perşembe

Aç Gözlerini...


"Aşkı geçtik... Gözlerini açabilirsin..." diyor şair. Kışı geçtik; nefti bir kıştı, zorluydu, huzursuzdu, dağınıktı. Yazın koynuna sığınmaya hazır bir ağustos böceği kondu avuçlarıma, belli ki söyleyecek sözü vardı. Oysa sözü de geçmiştik dedim içimden, gönülsüzce eğildim. Ne olur dedim yalnız, bilgelik taslama, tokum ve üstelik tahammülsüzüm. Sussun istiyorum kocaman balonları kocaman sözlerle şişirenler, sussunlar ve uzağıma düşsünler.


Huysuzluğumun "insan" denen bir mesnedi var, büsbütün haksız da değilim aslında. 
"hayatınızı sadeleştirin" diyen bir bilge adamın kanından geliyorum, kesmiyor beni tırnak arası şahanelikler...

Ve yaz ve kanımda deli bozuk bir hasret depreşmekte... Şehriyâr'ım, şımarık sevgilim, nazeninim bekler, duramam. Dost'un duaya durmuş gözleri çeker ruhumu, her defasında ilkmiş gibi dağılır göğümdeki keder. Vuslat anını gözleyen yeni yetme aşıklar gibi oluruz hep, ben ve Şehriyâr, sığmam sığamam yazın bağrına. 

Ey benim tutkulu şiirim, bilmez miyim ki şarkılar neden hep seni söyler?... Haramilerin saltanatı ne ki? Biz seninle bütün aşkları silip yeniden yazmışız ezberden...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder